"وترفع" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve
        
    • yukarı
        
    Yumruklar, uçan tekmeler ve ve yandan uçak tekmeler savuracaksın. Open Subtitles سوف تفعل الغزل طواحين الهواء الساق الاحتلالات، وترفع الكرات العرضية
    Gizlenmek aşamalı bir alışkanlıktır, ve saklanmaya bir başladınız mı öne çıkıp konuşması gitgide zorlaşır. TED الاختباء عادة تقدمية، ويوم تبدأ بالاختباء، فإنه يصبح من الصعوبة أن تتقدم وترفع صوتك.
    Güneş ışığının güneş yanmasına neden olan ve cilt kanseri riskini artıran yüksek enerjili kısım budur. TED وهي الجزء ذو الطاقة العالية من ضوء الشمس التي تسبب الحروق وترفع من احتمال الإصابة بسرطان الجلد.
    Fotoğrafını çekip, parmak izini almanızı... ve en kısa sürede, onu CTU'ya götürmenizi istiyorum. Open Subtitles يمكنه أن يحدد هوية هذا الشخص ,اريدك أن تلتقط له صورة، وترفع بصماته وترسلها إلى الوحدة بأسرع ما يمكن
    Bunu ayak bileğine bağlıyorsun, kabloyu paçandan yukarı sokuyorsun. Open Subtitles تربطها بكاحلك وترفع السلك بمحاذاة سروالك
    Kapasiteleri ölçüsünde şiştiklerinde, düzenek yukarı doğru itilecek ve eski şehriniz yeryüzü seviyesine çıkmış olacak. Open Subtitles عندما تصل لأقصى طاقاتها، ستدفع بقاعدة الحفريات إلى الأعلى وترفع مدينتكم القديمة إلى مستوى سطح الأرض
    O iğrenç kokuyu üreten kimyasal işlem ısı da üretir ve çiçeğin ısısını etrafından beş derece kadar yükseltir. Open Subtitles فالعمليه الكيميائيه التى تنتج هذه الرائحه العفنه تخلق أيضاً حراره وترفع درجة حرارة الزهرة فى حدود خمس درجات
    En iyisi parmak uçlarına basarak yürü ve ellerini yukarıya doğru kaldır. Open Subtitles ستقف على أطراف أصابع قدمك وترفع يدك عاليا
    Tehlikeli madde bidonları sonra mühürleniyor ve toksik atık tesisine gitmek için alınıyor. Open Subtitles ويضعن كل واحدة في صناديق مخصصة لكل واحدة ومن ثم تختم الصناديق الخطرة وترفع للنقل
    Kız kardeşim beni ve erkek kardeşimi odasına getirip, ...çalardı, elinden geldiğince yüksek sesle açardı. Open Subtitles أختي كانت تأخذنا أنا وأخي ألى غرفتها، وتقم بتشغيلها، وترفع الصوت الى آخرهُ.
    Green Fund adındaki küçük bir ekolojik grup mahkemeye götürüyor işi ve dava açıyor. Open Subtitles "و اذا ب "جرين فنض وهي مؤسسه مجهوله للحفاظ علي البيئه "تذهب الي المحكمه الامريكيه في "لافاييت وترفع دعوي
    Jüpiter'in muazzam çekimi lo'yu geriyor, sıkıştırıyor ve ısıtıyordu böylece uydunun içi sıvı olarak kalıyordu. Open Subtitles جاذبية "المشتري" الهائلة تـشـــدْ "آيــــو" وتـعـصُــره وترفع من حــرارتــه لذا يبقى داخله مائعـاً
    Lütfen içeri gelin, ve artık pantalonlarınızı çekebilirsiniz Open Subtitles يمكنك ان تأتى وترفع بنطالك الان
    Ön kapıdan çıkıp ellerini başının üstüne koyacak ve bana doğru yürüyeceksin. Open Subtitles "ستخطو خارج الباب الأمامي وترفع يديك فوق رأسك" "وستمشي نحوي مباشرةً"
    Gerginliği bozmak ve açılmak için... Open Subtitles كانت لتزيل الهم وترفع المعنويات
    Yatağa uzanır, sen bir fener alıp dizlerini yukarı çekerdin ve dizlerinden birine bir güneş gözlüğü diğerine bir tür şapka koyardın? Open Subtitles كنت تستلقي على الفراش وتحضر كشاف ضوء وترفع ركبتيك لأعلى و تضع زوجين من النظارات الشمسية على إحدى ركبتيك و تضع قبعة على الأخرى ؟
    Notlarını yüksek tutarak okuldaki imajını ve iyi bir üniversiteye girme şansını korumak istiyordu. Open Subtitles لترفع درجاتها لتصل لسباق جامعة " إيفي " وترفع صورتها العامة
    ve sonra sol elini incelikle kaldırıyorsun, aynen böyle. Open Subtitles وترفع يديك اليُسرى بسمو، هكذا.
    Duygusal olarak kendini fazla kaptırdın ve umutlanmasına neden oldun. Open Subtitles أنت متأثر للغاية، وترفع آمالها.
    Bu hep, yerde küçük bir çocuk olup yukarı bakınca anne gibi büyük bir kuleyi görmeyle alakalı. Open Subtitles هذا له علاقة بك عندما كنت تسقط على الأرض طفلاً صغيراً خائفاً... وترفع عينيك لترى أمك وهي واقفه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more