"وتعلم أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • biliyorsun
        
    • biliyor
        
    biliyorsun, onu kim alacaksa o, bir Rockefeller olmayacak. Open Subtitles وتعلم أن مهما كان الشخص الذي ستنتهي معه لن يكون غنيا
    sen ve Maggie bitirdiğinizde ki, sende biliyorsun bu olacak, Open Subtitles حينما تنفصل أنت وماجي وتعلم أن هذا سيحدث,
    Çocukların sevdiğini biliyorsun. Orada daha iyi olacaklar. Open Subtitles وتعلم أن الأطفال يعشقونها، وهناك سيكونون بحال أفضل
    O beni tanıyor. Dürtülerimi kontrolümün güçlü bir yanım olmadığını biliyor. Open Subtitles إنّها تعرفني جيدًا، وتعلم أن السيطرة على رغباتي ليست سمتي البارزة
    - Ona kartını verdim, bizi arayabileceğini biliyor. Open Subtitles لديها بطاقتك وتعلم أن بإمكانها الاتصال بنا
    Ölüler ordusunun yakında kapımıza dayanacağını biliyorsun. Open Subtitles وتعلم أن جيش الموتى سيهجموا علينا قريباً
    Sana o savaşı kazanmanda yardım edebileceğimi biliyorsun. Open Subtitles وتعلم أن بإستطاعتي مساعدتك بالفوز في هذه الحرب
    Çok da kötü bir yer değil. Ve biliyorsun, bebekler de burada. Open Subtitles ليس مكانًا بشعًا للمعيشة، وتعلم أن الطفلتين هنا.
    Geçebiliriz. Geleceği görmüşsün. Bir saldırı olacağını biliyorsun. Open Subtitles يمكنك، أنت رأيت المستقبل وتعلم أن هجوما سيحصل
    Elinde tuttuğun bıçağın, sormama mani olmayacağını da biliyorsun. Open Subtitles وتعلم أن تلك السكينة في يديك لن توقفني عن سؤالك
    Annemin artık burada yaşamadığını biliyorsun değil mi? Open Subtitles وتعلم أن أمّي لا تعيش هُنا أليس كذلك؟
    biliyorsun babanın sağlığı da iyi durumda değil. Open Subtitles وتعلم أن والدك ليس بصحة جيدة
    Kolay olmayacağını biliyorsun. Open Subtitles وتعلم أن الأمر لن يكون سهلاً.
    Bunun olacağını biliyorsun. Open Subtitles وتعلم أن ذلك سيحدث,
    Iris'in aptal olmadığını biliyorsun. Open Subtitles وتعلم أن (أيريس) ليست غبية
    Ve biliyor ki, güvenlerini kazanmanın anahtarı görgü kurallarını benimsemek. Open Subtitles وتعلم أن مفتاح الفوز بثقتهم هو تبنّي الآداب المناسبة
    Laura'yı gönderdiğimi, buranın babasına ait olduğunu biliyor. Open Subtitles هي تعلم أنني أرسلت "لورا" إلى هنا وتعلم أن أباها يمتلك المكان.
    Bu tatilin kısa olacağını biliyor. Open Subtitles وتعلم أن هذه الرحلة لبضعة أيام
    Bunu durdurabilecek tek kişinin de Claire'in çocuğu olduğunu biliyor. Çocuğu mu? Open Subtitles وتعلم أن طفل (كلير) هو الوحيد القادر على إيقاف هذا الحدث
    Strix cadılarından birisi nerede olduğunu ve akmeşenin sende olduğunu biliyor. Open Subtitles إحدى سحرة (ستريكس) تعلم مكانك وتعلم أن بحوزتك السنديان الأبيض.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more