"وتعويض" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve
        
    Boya sürekli sulanıyordu. Biz de savaşmak yerine durumu kabullendik Sütün bizi nereye görüreceğini ve durumu telafi ederek nasıl daha iyi bir görüntü ortaya çıkaracağını seyrettik. TED كان ذلك في تغير مستمر، وكان علينا، بدلاً من محاربة ذلك أن نبني عليه ، ونرى أين سيأخدنا الحليب وتعويض ذلك لجعله أفضل.
    Bir özür ve biraz para, böylece huzur bulacağınızı mı düşünüyorsunuz? Open Subtitles اعتذار علني وتعويض مالي ليرتاح رأسك مجدداً
    Hobileri yardımseverlik, mektup yazmak, ve kayıp zamanları telafi etmek. Open Subtitles هواياته العلاقات العاطفية، كتابة الرسائل وتعويض الوقت الضائع
    Eyalet hapishanesinde dört yıl hapse ve 800.000 dolar para cezasına çarptırıldınız. Open Subtitles وتم الحكم عليك بأربع سنوات بسجن الولاية وتعويض 800 ألف دولار.
    Şehir hapishanesinde bir yıl hapse ve 300.000 dolar para cezasına çarptırıldınız. Open Subtitles وتم الحكم عليك بسنة في سجن البلدة وتعويض 300 ألف دولار.
    Şehir hapishanesinde bir yıl hapse ve 300.000 dolar para cezasına çarptırıldınız. Open Subtitles تم الحكم عليكِ بسنة بسجن الولاية وتعويض 300 ألف دولار.
    Anlaşmazlık çözümünde ve haksız ölüm tazminatlarında uzmanlaşmak... Open Subtitles متخصص بالتحليلات المناظرة وتعويض الموت الظالم
    Bizce Jeannie Hearne, senin eroininin kaymağını alıyordu süt tozuyla karıştırarak aradaki farkı kapatıyordu ve bunu da öğrencilere satarak bir miktar gelir elde ediyordu. Open Subtitles ونحن نعتقد جيني هيرن كان يقشط قبالة الهيروين الخاص بك وتعويض النقص مع مسحوق الحليب، طرد الفرق للطلاب قليلا من بونس.
    Aldığınız her şeyin bir listesini ve evinde uyuyamayan 8 aylık hamile bu zavallı kadın için tazminat istiyorum. Open Subtitles ‫أطلب جرد كل ما أخذتوه ‫وتعويض لهذه السيدة الفقيرة ‫التي هي حامل في شهرها الثامن ‫ولا تستطيع النوم في منزلها
    Toyota üretimi yeniden tasarlamak, eksik fren valf kapasitesini doldurmak ve araba üretiminin tekrar işlemesini sağlamak için hızlıca ve kolayca tedarikçilerle çalışabilmek adına tedarikçi ağını çok işbirlikçi bir şekilde yönetti. TED تمكنت تويوتا من إدارة شبكة مورَّديها بطريقة تعاونية حيث كان بإمكانها العمل بسرعة كبيرة وبسلاسة مع الموردين لإعادة توظيف الإنتاج، وتعويض كمية صمامات الكبح الناقصة وجعل إنتاج السيارات متوفرا من جديد.
    İnsanları işten çıkardılar ve onların işini de yapmak için bizi hafta sonu gelmeye zorladılar. Open Subtitles وقاموا بتسريح بعض الموظفين لإجبار بقيتنا على... العمل في العطل الأسبوعية وتعويض التأخير في العمل
    Kalacak düzgün bir yer ve adil bir maaş. Open Subtitles ومسكن جيد وراتب جيد وتعويض جيد
    ve ay sonundan önce parayı değiştirin, Open Subtitles وتعويض هذه الأموال قبل نهاية الشهر،
    Bu yüzden güvenlik kamerası konusunda uzmanlaşmış bir şirketle çalıştık ve bizim için bir yazılım geliştirmelerini istedik, odadaki insanlara bakan, onları takip eden ve görünmez hale getirip, arka planla yerini değiştiren bir kamera yaptık. TED وبالتالي اشتغلنا مع شركة والتي تتخصص في المراقبة بالكاميرا، وطلبنا منهم أن يطوروا لنا برمجية، باستخدام كاميرا والتي بإمكانها النظر إلى الناس في الغرفة وتعقبهم وتعويض شخص واحد بالخلفية، وجعله غير مرئي.
    ve siz de Dr. Nachmann, davacının belirtmiş olduğu cezayı ve telafi edilecek zararları ödeyeceksiniz. Open Subtitles وأنتَ أيها الطبيب "ناكمان"... تدين العقوبة للمدّعي، وتعويض الأضرار هذا كل شيء
    Kızımı ve onca ailenin kızlarını bu hastalıktan öldürdükten sonra? Open Subtitles ‫وتعويض ابنتي وعائلات جميع الأفراد ‫الذين قتلتهم بداء (غليجرز)؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more