"وتنتظر" - Translation from Arabic to Turkish

    • bekleyeceksin
        
    • bekle
        
    • beklemek
        
    • bekliyor
        
    • beklemiyorsun
        
    • bekleyen
        
    • beklersin
        
    • bekliyorlar
        
    • beklersiniz
        
    • beklemelisin
        
    • bekler
        
    • beklerler
        
    • bekleyemezsin
        
    • bekleyeceksiniz
        
    Seyahate çıkacaksın ve aramamı bekleyeceksin Open Subtitles إذا سوف تغادر المدينة سوف تسلك الطريق وتنتظر الى ان اقوم بالاتصال
    Sen sadece uzan ve bekle... Open Subtitles أنت فقط عليك أن تذهب إلى سريري وتغطي نفسك وتنتظر هناك
    Burada sabırla durup, Büyük Efendi'nin seni öldürmesini beklemek ya da onu öldürüp Örümcek Ağı Kalesi'nin Efendisi olmak. Open Subtitles أن تبقى هنا وتنتظر بصبر أن يذبحك السيد العظيم، أو أن تذبحه أولا وتصبح السيد على قلعة شباك العنكبوت
    Bir kare alıp, bir dakika bekliyor, sonra başka bir kare alıp devam edebiliyor ve bunu hızlandırabiliyordunuz. Open Subtitles وتنتظر دقيقة ثم تأخذ إطار آخرا ولقطة أخرى
    Öyleyse neden sen de bizim gibi oturup beklemiyorsun, Robbie? Open Subtitles اذن لم لا تجلس وتنتظر مثل البقيه يا روبي؟
    Saldırı emri vermemizi bekleyen üsler olabilir. Open Subtitles قد يكون هنالك قاعدة لا تهجم وتنتظر اوامرنا
    Ve sen noel gününü beklermis gibi ileşmeyi beklersin. TED وتنتظر الشفاء كما تنتظر يوم عيد الميلاد.
    Hepsi hazır ve bekliyorlar. Onları yüzüstü bırakamazsın. Open Subtitles والمجموعة جاهزة وتنتظر ولا يمكن أن نتخلى عنها
    Ardından oturursunuz ve kısa bir süre beklersiniz, çünkü ordudasınızdır. TED ومن ثم تجلس .. وتنتظر قليلاً وهكذا دوما في الجيش
    Onlar arka kapıdan kaçarken sen hâlâ burada durup rapor mu bekleyeceksin? Open Subtitles وتنتظر هنا؟ تنتظر تقارير الرجال آخرين؟ لقد تسللوا من الخلف وهربوا
    Oraya gidip talimat bekleyeceksin. Open Subtitles يتعيّن أن تذهب إلى هناك، وتنتظر تعليمات أخرى
    Cheol-Soo sana bekle dediğimde yemeden bekleyeceksin. Open Subtitles تشيول سو حينما أقول انتظر اذا عليك ألا تأكل وتنتظر
    İstersen sen ön tarafa geç ve bekle, ben de onu sana göndereyim. Open Subtitles ماذا عن أن تذهب لأمام وتنتظر وسوف أرسلها لمقابلتك
    Dostum, benim tavsiyem, sopayı yere bırak, 10 dakika bekle ve onu bir daha asla eline alma. Open Subtitles يا رجل ، نصيحتي لك هي أن تضع المضرب ، وتنتظر عشر ثوانٍ ولا تلتقطه أبداً بعد ذلك
    Evet, yaşanacak bir hayat değil ama bazen en iyisi güçlü olup fırtınanın dinmesini beklemek. Open Subtitles أعلم أن هذه ليست طريقة لعيش الحياة ولكن أحياناً يكون من الأفضل أن تتماسك وتنتظر مرور العاصفة.
    Onun tek yapabileceği orada oturup beklemek. Open Subtitles وكل ما يمكنها فعلهُ هو أن تجلس هنا وتنتظر
    Kendini gölgelik bir çalılığa saklıyor ve böceklerin güneşten korunmak için gölgeye gelmelerini bekliyor. Open Subtitles تجد في النهاية , منطقة نباتية وتنتظر أحد الخنافس قادما إليها باختلاس
    Arabanız, helikopter pistine gitmek üzere aşağıda hazır bekliyor. Open Subtitles السيارة التي ستوصلك لمهبط المروحيات جاهزة وتنتظر بالأسفل
    Neden gidip arabada beklemiyorsun? Open Subtitles لم لا تذهب وتنتظر في السيارة ؟
    Arkadaşın olarak yanında olacağım ama restoranda tek başına oturmuş seni bekleyen kız olmayacağım. Open Subtitles لذا سأكون متواجدة هنا كصديقة لك لكنني لن أكون الفتاة التي تجلس وحيدة في المطعم وتنتظر قدومك.
    Bilirsin, Eskimo çöreğini açarsın ve erimesi için biraz beklersin, değil mi? Open Subtitles مثلاً عندما تفتح لوح المثلجات، وتنتظر قليلاً حتى يذوب.
    Saat 10 buçuk. Atlar hazır ve bekliyorlar. Open Subtitles لقد تجاوزت العاشرة ان الخيول قدسرجت وتنتظر
    Ve kısa bir süre daha beklersiniz, çünkü Hava Kuvvetleri orduya nasıl bekleneceğini öğretir. TED وتنتظر مرة أخرى لان القوة الجوية تعلم الجنود الانتظار
    Oraya gidip talimatları beklemelisin. Open Subtitles يتعيّن أن تذهب إلى هناك، وتنتظر تعليمات أخرى
    Methoca, tünelin dışına çıkar zehrin etkisini göstermesini bekler. Open Subtitles تخرج ميثوتشا من النفق وتنتظر سريان مفعول سمّها.
    Bir top hâline bükülürler, başlarını ve sekiz bacaklarını içeriye doğru çekerler ve suyun dönmesini beklerler. TED تتخذ هيئة الكرة، ساحبةً رأسها وأرجلها الثمان داخل جسمها وتنتظر عودة الماء.
    Ama fahişe ağacını sallayıp ondan bir melek düşmesini bekleyemezsin. Gerçekten iyi bir kadının benim gibi bir erkeği seçeceğini sanmıyorum. Neden olmasın? Open Subtitles لكن لا تتوقع ان تهز شجرة الساقطات وتنتظر ان يسقط ملاكا منها لا اشعر ان امراة صالحة فعلا ترضى برجل مثلي - لما لا؟
    Nakavt durumunda, tarafsız köşeye çekileceksiniz ve talimatımı bekleyeceksiniz. Open Subtitles في حالة تسديد اللكمة القاضية فلتدهب الناحيتك وتنتظر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more