"وثقة" - Translation from Arabic to Turkish

    • güven
        
    • güvendiğim ve
        
    • ve kendinden emin
        
    Cep telefonu, yapılmış en büyük dikkat dağıtıcı ve bunun varlığında empati ve güven oluşturmak çok zor. TED إنه أكثر جاذب للإلهاء، لم يوجد مثله قط، ومن العسير جدًّا خلق تعاطف وثقة في وجوده.
    Çünkü şimdi de olduğu gibi, insanların sempatisi ve size duyulan güven hoşunuza gidiyordu. Open Subtitles ولكنك لم تُخبر احدا مطلقا, لأنك وقتها وحتى الآن تحظى بالعطف وثقة الآخرين بدون حق,وهذا يسُرك
    Belki bana hiç kovmayacak kadar çok sevgi ve güven duyuyorsun. Open Subtitles ربما لديك حب وثقة كبيرة لى على ان تتركينى امشى
    Kaplan, benim en güvendiğim ve sadık arkadaşım. Open Subtitles تايجر, صديقى الأكثر اخلاصا وثقة.
    Po, benim en güvendiğim ve sadık arkadaşım. Open Subtitles - بو, صديقى الأكثر اخلاصا وثقة.
    Bu yüzden insanların eğitimli, sağlıklı ve kendinden emin olmasını istemeyenler olabilir. Open Subtitles وأعتقد هناك عنصر في التفكير ببعض الناس نحن لا نريد الناس أن يصبحوا متعلمين وبصحة وثقة
    Hitabet 217 size kutlama konuşmalarından iş görüşmelerine kadar, güven içerisinde ve rahatlıkla iletişim kurmayı öğretecek. Open Subtitles طريقة الخطاب الرسمي هذا الصف سيعلمك كيف تتواصل بسهولة وثقة
    Hiç birimiz iyi niyetler ve güven olmaksızın yol alama... Open Subtitles لا احد منا استطاع المضي قدما بدون نية حسنة وثقة في
    Akıllılık ve kendine güven içerisinde büyüdükçe ihtiyacını gizleme ihtiyacı hissetmekten vazgeçmiş olabilir. Open Subtitles وكما نضج في حكمة وثقة لم يعد ليشعر أ،ه توجب عليه مواجهة احتياجاته في اختباء
    Anlıyorum ama siz de yakınlaşmanın ilk koşulunun güven olduğunu anlamalısınız. Open Subtitles أوه، لا أرى. ولكن يجب أن نفهم ، العنصر الأول للألفة وثقة.
    Sürekli bir iletişim, güven ve sabır isteyen bir yolculuk. Open Subtitles إنها رحلة تتطلّب تواصلاً دائمًا وثقة ومثابرة.
    Ama kesinlikle cesaret, öz güven ve inanç gerektiriyor. TED لكنها قطعا تحتاج إلى شجاعة وثقة وقناعة
    İnandığınız şeyi savunun, önemsediğiniz örgütleri destekleyin, sizin için önemli olan şeyler hakkında konuşun, dahil olun, değişim yapın, görüşünüzü belirtin, bunları saygı, bilgi ve güven çerçevesinde yapın bunlar ancak beraber çalışır böylece anayasal teknoloji, yapması için tasarlandığı şeyleri yapabilir. TED انهضوا ودافعوا عمّا تؤمنون به، ادعموا المنظات التي تهتمون بها، وتحدثوا عاليًا حول القضايا التي تهمكم، شاركوا، اصنعوا التغيير، عبّروا عن آرائكم، وقوموا بذلك بكل احترام وعن معرفة وثقة وبالعمل معًا فقط يمكن لللآلية الدستورية أن تقوم بوظيفتها التي صُممت من أجلها.
    Biliyorsun, sen cidden güven teşkil etmiyorsun. Open Subtitles أتعرف, أنت لست مصدر إلهام وثقة
    Karşılıklı saygı, güven olması lazım. güven mi? Open Subtitles لابد من وجود إحترام وثقة متبادلين.
    Sevgi ve güven, başka bir şey istemiyorum. Open Subtitles حب وثقة وليس شيء غير ذلك
    - Ve ayrıca çok müsamahalı, olgun ve kendinden emin biri. Open Subtitles نعم؟ وانه يتركز ذلك، ونضجا وثقة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more