"وجبة غداء" - Translation from Arabic to Turkish

• öğle yemeği
• öğle yemeğini
• yemeğe
• yemeğine
• yemeği mi
• bir öğle

Bu da, her okul dönemimde yaklaşık 5 milyar öğle yemeği hazırlandığı anlamına geliyor.
هذا يساوي أكثر بقليل من 5 مليار وجبة غداء تصنع كل سنة دراسية.

öğle yemeği verirlerse ben giderim.
أنا لن أمانع في الذهاب ، إذا تم توفير وجبة غداء

Parası da iyi.Günde 10$ ve kafeteryada öğle yemeği.
الأجر جيد, 10 دولارات فى اليوم مع وجبة غداء فى الكافيتريا

Çoğu çocuk yakın bir kafede pahalı bir öğle yemeğini karşılayamaz.
ولا يستطيع غالبية الأطفال تحمل نفقات وجبة غداء مكلفة في مقهًى قريب.

Onu yemeğe götürsem de bir şey kaçırmışta olmam.
إنّه الفراغ، ولا أحد يفوت وجبة غداء كهذه.

Hatırlıyorum da, 13 yaşındayken beni yetişkinler yemeğine çıkarmıştın ve bana bir söz vermiştin;
تذكرين عندما كنت أبلغ 13 عامًا واصطحبتني إلى وجبة غداء للبالغين و قطعتِ لي عهدًا بأن تسمحي لي بالتصرف على سجيتي

Epperly için öğle yemeği mi aldın yoksa?
أوه , أتشتري وجبة غداء في وقت متأخر ل"إيبيرلي"؟

Daltaşak bir adam gördüğümden emindim ama en azından öğle yemeği kutusunda gelmeyen bir et aldı bana.
بالتأكيد رؤية الرجل عارى امر مخجل ولكنه على الأقل وفر لي وجبة غداء

Güzel ekmek-araları işi parçalanan öğle yemeği arabasından öğle yemeği yenilen yere dönüştü.
ذهب السندوتشات جيدة من عربة حطم الغداء إلى وجهة شعبية وجبة غداء.

Yarın öğle yemeği yesek olur mu?
حسنٌ، ما رأيك أن نجعلها وجبة غداء يوم غد ؟

Bana öğle yemeği ısmarlayan iyi insanları. Jennifer...
لقد جعلونى أقتل الأشخاص الطيبون اللذين اشتروا لى وجبة غداء

Ben duşa alsam sen de biraz öğle yemeği yesen nasıl olur?
،والآن مارأيك أن استحم و أن تتناولي وجبة غداء خفيفة؟

Biz hergün 400 insana öğle yemeği veriyoruz. Ve bu normal bir yemek değil.
نحن نقدم وجبة غداء ل 400 شخص يومياً. وهو ليس بغداء إعتيادي...بدون غازات.

Bir dış duvar olduğu anlıyorlar Coloseum'un ayakta kalan bir parçası Böylece, oraya park edip, muhteşem bir manzara seyrederek korkunç güzel bir öğle yemeği yiyorlar
تبين انه الحائط الخارجي ذلك الجزء الذي تبقى من المسرح الروماني الكلوزيوم فيتوقفون ويتناولون وجبة غداء رائعه ويستمتعون بالمنظر الرائع

O kadar hafta seninle kaldıktan sonra, Poirot, en azından bir öğle yemeği önereyim.
"بعد بقائي عندك لمدة إسبوع يا "بوارو أقل ما يمكنني تقديمه لك هو وجبة غداء

Bugün tek öğle yemeği yedim.
لم يكن لدي سوى وجبة غداء واحدة اليوم.

Ayrıca yarın annen ile çıkacağımız öğle yemeğini de unutayım deme sakın.
و لكن لا تنسى لدينا وجبة غداء مع أمك في الغد

Bu pantalonun içine sığmak için bugün öğle yemeğini atladım.
أنا تخطي وجبة غداء اليوم لذلك أنا يمكن أن يصلح في هذه السراويل.

Evet. Adamın niyeti öğle yemeğini bedavaya getirmek.
هذا الرجل يريد وجبة غداء مجانية ليس إلاّ

Bu arada yeni kıdemli ortağı yönetici bir ortağın yemeğe götürmesi adettenmiş.
بالمناسبة، اعلم بأن هذه عادة للشركاء أن يرحبوا بالشريك الجديد على وجبة غداء

Buluşmamız gerekiyor. Bir ara öğle yemeğine çıkmalıyız.
ليت أن نلتقي في هذه .الأيام لنتناول وجبة غداء

Beleş yemeği mi atlayacağım?
تخطي وجبة غداء مجانية؟