"وجذب" - Translation from Arabic to Turkish

• ve

ve aslında bu virüsleri korsanlara geri ileten işletim sistemi tasarımcıları ve korsanlar arasında ki bir silahlanma yarışıdır.
وذلك كان في الواقع بسبب سباق التسلُح بين مخترقين الحواسيب ومصممي انظمة التشغيل كان هناك عملية شد وجذب

Dünya çapında, 2000'in üzerinde ateş böceği türü vardır ve bunlar eş bulmanın ve cezbetmenin farklı yolları olan oldukça çeşitli kur sinyallari geliştirmişler.
يوجد أكثر من 2000 نوع من اليراعات حول العالم وقد طورت بشكل ملحوظ إشارات تودد متنوعة، أي طرق مختلفة لإيجاد وجذب القرين.

Oksitosin, bebeğin annenin dünyasında merkezde olması için annenin beyninde odaklanmaya ve dikkatini sağlamasına yardımcı olur.
يساعد الأوكسيتوسين مخ الأم البشرية على التقريب وجذب انتباهها، حتى يكون الطفل الآن هو مركز عالمها.

Minarenin şehir için bir abide hâline gelmesini ve Tunus'un bu unutulmuş yerine insanları çekmeyi umuyordu.
وأعرب عن أمله أن هذه المئذنة ستصبح نصبا تذكاريا للمدينة، وجذب الناس إلى هذا المكان المنسي من تونس.

Bu evrimsel çatışma anneyi ve doğmamış çocuğu rahimde gerçekleşen biyolojik bir halat çekme yarışına sokar.
صراع المصالح التطوري هذا، يضع المرأة وطفلها الذي لم يولد بعد في حرب شد وجذب بيولوجية، والتي تتم داخل الرحم.

ve onların bir konuyu anlamalarını sağladık: günlük faaliyetlerinin ülke olarak yeni iş alanları oluşturma ve yatırımları çekme konusunda ne kadar etkili olduğu.
وبصحبتهم تأكدنا أنهم فهموا كيف أن أعمالهم اليومية تؤثر على قدرتنا كبلد لاحداث وظائف جديدة وجذب الإستثمارات.

Kıyafetlerimi çıkarmamı söyledi, ama çıkarmadım, çok sinirlendi, ve elbisemi çekiştirmeye başladı, ben de banyoya koştum, arkamdan hala bağırıyordu.
طلب مني خلع ملابسي ولكنني لم أرد ذلك فثار وجذب ثوبي لذلك هرعت إلى المرحاض وأخذ يناديني صارخاً

Sağ tekerleği itin ve sol tekerleği mümkün olduğu kadar sert çekin ve başınız dönmesin diye, duvarda bir nokta seçip, ona bakın.
ادفع العجله اليمنى وجذب بكل قوة تستطيعها الجهه اليسرى ,لتجد بقعتك الخاصه حتى لا تصاب بالدوار

Serena... arkadaşlarını para, ilgi ve şöhret için mahveden birine dönüştü...
يدمر أصدقاءه من أجل المال وجذب الانتباه ...من أجل الشهره و

Dikkatleri üzerine çekecek maskeli birini fark ettik o yüzden bölgeyi tarattık ve iki sokak ötede ankesörlü bir telefon kullandığını bulduk.
يبدوا أن شخصاً مشى بقناع وجذب الإهتمام لذلك مسحنا المنطقة ووجدناه يستعمل هاتف عملة على بعد شارعين

Hastanenin araştırmalara ve cerrahlara daha fazla para ayırabilmesiyle ilgili.
يتعلق بقدرة المستشفى على جلب الأموال للأبحاث وجذب المزيد من الجراحين.

Artık birleştirilmiş durumdaki bu bankalar ve bankacılık sisteminin güçlendirilmesi dışarıdan birçok yatırım çekti.
البنوك -- وهذه البنوك الآن موحدة ، وذلك عزز نظامنا المصرفي وجذب الكثير من الاستثمارات من الخارج.

Çalışmalardan biliyoruz ki; kişinin radikalleşme sürecini etkileyen birçok farklı şey var. Biz bunları iten ve çeken faktörler olarak gruplandırıyoruz.
نحن نعلم، من خلال الأبحاث، أنه يوجد عدد من العوامل المختلفة التي تؤثر على تحويل الشخص إلى متطرف، ونصنفها إلى عوامل دفع وجذب.

Son zamanlarda, kuzeyden gelen insanlar, turistlerin ilgisini çekmek ve burada işletmeler kurmak için büyük meblağlarda para teklif ediyorlar.
مؤخرا ، الناس من الشمال عرضوا مبالغ ضخمة من المال... لبناء مشاريع هنا وجذب السياح.

Hergün binlerce ileri ve geri slaytlar var.
هنالك شدّ وجذب ألفّ مرّة يوميّاً

Yalnız ve zengin bir dulun dikkatini çekmişti.
وجذب انتباة ارملة ثرية ووحيدة.

Birlestirilmis ve miknatislar gibi, Eldridge çizilmis
اندمج وجذب مثل المغناطيس، إلى إلدريدج

Hadi ama, bana ne yapacağımı söyle, sonra tartışalım, ondan sonra da biraz karşılıklı atışalım ve sonra nihayetinde...
يجب أن تقولي لي ما الذي علّي فعله ومن ثم نتجادل ومن... شد وجذب وفي النهاية...

Sağlam bir ekonomi konferansı ve Giving Oath için milyarderlerle görüşmek.
بضعة مؤتمرات اقتصادية وجذب الإثرياء إلى جمعية "عهد العطاء"