Çok ama çok sayıda insan Everest Dağı'nda ölmüştür, ve o sene verilen bir karara göre dağa çıkıp tüm bu dağcılara ait bedenleri kurtarıp ve onları dağdan aşağı indireceklerdi. | TED | لقد مات الكثير من الناس على قمة جبل آيفرست، وقد قرروا أن يستعيدوا كل جثث متسلقي الجبال وجلبهم لأسفل الجبل. |
Leydim isterse eğer, gizlice onları alıp Leydimin huzuruna getirebileceğimden oldukça eminim. | Open Subtitles | ولكني واثق تماماً أنه يُمكنني الحصول عليهم وجلبهم لسيادتكِ، في سرية تامة، إذا أردتي مني فعل ذلكَ. |
Ailesini aramalısınız ve en kısa sürede onları buraya getirmelisiniz diyorum. | Open Subtitles | أنا أقول بأنه يتعيّن عليكم الإتصال بعائلتها وجلبهم إلى هنا بأسرع وقت. |
Fred Krueger yirmi çocuk kaçırmış ve buraya getirip, onları öldürmüş. | Open Subtitles | إختطف فريد كروغار عشرون طفل وجلبهم هنا |
Ve onları Konseyin yüce adaletine teslim edeceğim... | Open Subtitles | وجلبهم جميعا إلى محكمه المجلس العادلة |
Eğer internete falan resmimi verirlerse onları dava edebileceğimi biliyorum. | Open Subtitles | هذا إن أخذَ أحد صورة ...لجسدى على الإنترنت أو ما شابه يمكننى معرفتهم وجلبهم إلى المحكمة |
onları bulup buraya getirebilirim. | Open Subtitles | يمكننا إيجادهم، وجلبهم إلى هنا. |
onları bulup buraya getirebilirim. | Open Subtitles | يمكننا إيجادهم، وجلبهم إلى هنا. |
Bu onları Yarığa yaklaştırır. | Open Subtitles | وجلبهم إلى حافة الندبة. |