"وجلّ" - Translation from Arabic to Turkish

    • tek
        
    Tüm sırların anlatıldığı gerçek bir suç hikayesi beklerken aldıkları tek şey insanların pişmanlık dolu yuhalaması olmuş. Open Subtitles كانوا يبحثون عن جريمة حقيقية لروايتها للجميع، وجلّ ما كانوا يحصلون عليه مُجرّد تفاهات عن الندم.
    Ben ölümden dönüyorum senin düşündüğün tek şeyse bir meyve ve aç karnın. Open Subtitles لقد جئتُ من وادي الموت ، وجلّ ما تفكّرين به هي معدتكِ ، قطعة من الفاكهة
    tek söylediği bir şeyler üzerinde çalıştığıydı. Ama biraz yorgun görünüyordu sanki uyumuyormuş gibi. Open Subtitles وجلّ ما كان يقوله أنّه كان يعمل على شيء لكنّه بدا متعباً قليلاً، وكأنّه لم يكن ينام
    O zaman da tek yapmamız gereken ortaya çıkıp, cinayete teşebbüsten onu tutuklamak olacak. Open Subtitles وجلّ ما علينا فعله عندها هو إلقاء القبض عليه بتهمة الشروع بالقتل.
    Ve sizin tek yapmak istediğiniz onunla zeka oyunları oynamaktı. Open Subtitles وجلّ ما أردتَ فعله هو لعب ألعاب ذهنية معها
    tek istediğim şey Başkomiser olmaktı dikkati üzerime çekmekti. Open Subtitles وجلّ ما أردته أن أصبح قائداً و أرمي بعض الصواقع
    tek istedikleri herkesle 5 yıllık sözleşme yapmak. Open Subtitles وجلّ ما يطلبونه هو عقود بخمس سنوات من الجميع.
    Onlara düzen ve refah getirdim. Onların ise tek istediği kaos. Open Subtitles إنني أمنحهم النظام والازدهار، وجلّ ما يريدونه هي الفوضى.
    Bunlar süs eşyası. Artık tek eksiğimiz ağaç kaldı. Open Subtitles إنّهم زينة، وجلّ ما نحتاجه الآن هُو شجرة.
    tek yapmam gereken, bir tek jürinin aklında makul şüphe yaratmak. Open Subtitles وجلّ ما أحتاج إلى فعله هو زرع الشك في عقل واحد من لجنة المحلفين
    tek istediğim mutlu olman. Open Subtitles وجلّ ما اردته لكي ان تكوني سعيده
    tek istediğim mutlu olman. Open Subtitles وجلّ ما اردته لكي ان تكوني سعيده
    tek düşünebildiğim "Hayatına nasıl devam edebildi?" oldu. Open Subtitles وجلّ ما كنتُ أفكّر به، "كيف يُمكنه المُضي قدماً؟"
    İsimsiz alkoliklerin temel ilkesi dürüstlüktür ve şimdiye kadar tek yaptığım yalan söylemek oldu. Open Subtitles مبدأ زمالة المُدمنين المجهولين الأساسي هو الحقيقة، و... وجلّ ما كنتُ أقوم به هو الكذب.
    tek istediğim onu yakalamaktı. Open Subtitles وجلّ ما أردتُ فعله هُو اختطافه.
    Geçen hafta arka kapımızda bir adam "Bıçaklandım. " diye çığlık atıyordu ve senin tek yaptığın şeyse "Kapa çeneni!" diye böğürmekti. Open Subtitles الأسبوع المـاضي كان هناك رجلًا أمام بابنا يصرخ قائلًا: "لقد طُعنت"، وجلّ مافعلتيه هو الصّراخ بـ"أصمت"
    tek lafımla süvarileri buraya çağırıp tüm bilgisayarlara el koydurur ve tüm ekibini tutuklatabilirim. Open Subtitles وجلّ ما يتطلب مني فعله هو قول الكلمة ،لتجتاح قوات الفرسان المكان ،و تستحوذ على جميع الحواسيب المتواجدة وتعتقل الفريق بأكمله
    Yapması gereken tek şey telefonu kaldırıp aramaktı ama ne yaptı, hiç. Open Subtitles وجلّ ما كان عليه القيام به هو رفع سماعة الهاتف والإتصال، -ولكن لم يفعل شيئاً عوضاً من ذلك .
    Barbra ufaklıktan beri dans ederdi ve tek istediği Broadway'da bir yıldız olmaktı. Open Subtitles كانت (باربرا) ترقص منذ كانت طفلة صغيرة، وجلّ ما أرادته هو أن تكون نجمة في (برودواي).
    Benim ise tek istediğim sensin. Open Subtitles وجلّ ما أريده هو أنت..

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more