Sen genç ve çok güzelsin. Ve beklemek çok zor. | Open Subtitles | ما الهدف من أن تكونى صغيرة وجميلة لو ان هذا لا يجعل الرجال ينتظرون؟ |
Tanrım, öyle güçlü ve güzelsin ki. Sponsorum ol. | Open Subtitles | يالهي كم انتي متماسكة وجميلة كوني مسؤلة عني |
Ve böylece, güzel görünür. Çünkü bunu hoş ve özlü biçimde nasıl yazacağımızı zaten biliyoruz. | TED | ولذا فهي تبدو جميلة. لأننا نعرف بالفعل كيفية كتابتها بطريقة موجزة وجميلة. |
Bu gece bir kadın geldi. Çok tatlı. Norman onu gördüğünde biraz çıldırdı. | Open Subtitles | فتاة سجلت أسمها فى الفندق عصر هذا اليوم وجميلة أيضاً , عندما شاهدها نورمان |
CA: Teşekkürler sohbetin için, şunu da ekleyeyim, konuşmada kullandığın görseller çok ilham verici, çok güzeldi. | TED | كريس: حسناً، شكرًا لك على ذلك ويجب أن أقول، الصور التي عرضتها للشوارع متعددة الاستخدامات هي حقًا ملهمة وجميلة. |
Sen çok güzel ve harikâ bir kadınsın. Her zaman senden hoşlanmıştım zaten. | Open Subtitles | حسناً ، أنتِ رائعة جداً وجميلة وتعلمين أنني دوماً ما كنت معجب بكِ |
Belki abisi olduğundan göremiyorsun o çok hassas ve güzel bir kadın. | Open Subtitles | ربما لا تستطيع أن تلاحظ الأمر لأنك أخوها لكنها إمرأة حساسة وجميلة |
Elbette ben de senin kadar akıllıyım en az senin kadar güzelim ama nedense sen daha az kötü kalplisin. | Open Subtitles | بالطبع، أنا ذكية بقدرك وجميلة قليلاً بقدرك، لكن بطريقة ما أنتِ أقل شراً. |
Şu küçücük deliğin içinde mi? İçi çok büyük ve çok güzeldir. | Open Subtitles | انها كبيرة في الداخل وجميلة جدا. |
Çok tatlısın, çok güzelsin, çok düşüncelisin ama bunu yapmana izin veremem. | Open Subtitles | أنتِ لطيفة وجميلة ولكنّكِ غبيّة، ولا أستطيع السماح لكِ بفعل ذلك |
Kendine bir bak. Sen uzunsun, güzelsin, kültürlüsün. | Open Subtitles | أنتِ طويلة القامة ، وجميلة وخبيرة بالحياة والناس |
Akıllısın, güzelsin, nedense komiksin de ve insanlar sana çok gülüyor. | Open Subtitles | لأنّك ذكية وجميلة وممتعة بطريقة لا أفهمها لكن الأناس الآخرين مستمتعين معكِ |
Sen seksi ve güzelsin bense garip ve aptalım ama bu gece ikimiz de aynı yalnızlık teknesinde yol alıyoruz. | Open Subtitles | انت جذابة وجميلة وانا اخرق وبدين ومع هذا كلانا نطفو بقارب الوحدة |
Biri, benim tercih ettiğim, özenli, zarif, hoş -- matematik. | TED | أولاً، تلك التي أُفضل، وهي دقيقة وأنيقة وجميلة -- الرياضيات. |
Ne kadar küçük,hoş bir çiftlik, temiz ve güzel bir hava,değil mi? | Open Subtitles | ما اجمل هذه المزارع, الا توافقنى ,انها يانعة وجميلة ؟ |
...harika bilge, tatlı bir öykü... yanlışlıkla karşılaştığı bir şey hakkında. | Open Subtitles | ,أخبرني قصة ...قصة رائعة وجميلة وحكيمة حول شيء خطى داخلة عرضيا |
Bununla birlikte, bence çok akıllı, güzel ve tatlı bir kız. | Open Subtitles | علي أن أقول, بأنها مُشعه, ومحبوبة, وجميلة |
Dost canlısı ve çok güzeldi, ve onun kaybı ruhumuzda doldurulamayacak bir boşluk olacak. | Open Subtitles | أنها عطوفة وجميلة ولا يُمكن تحمل خسارتها |
O sana uygundu. ...ve güzeldi, ve çok akıllıydı. | Open Subtitles | لقد كانت مناسبة لك لقد كانت مناسبة لك ، وجميلة جداً ، وذكية جداً |
Çok eski ve çok güzel ve ölmeden önce görmelisin. | Open Subtitles | قديمة وجميلة جداً، ويجب أن تراها قبل أن توافيك المنية. |
Bu yüzden ülkenin her yerinden otoyol kuruluşlarıyla parklara geniş ve güzel otoyollar yapmaları için anlaştı. | TED | ولذلك قام بعمل شراكة مع جمعيات الطرق السريعة في أنحاء الدولة لكي يبني طرقا كبيرة وجميلة تؤدي إلى هذه الحدائق. |
Benim. 16 yaşındayım ve güzelim. | Open Subtitles | هذه أنا أنا عُمري 16 عاماً، وجميلة |
Ama biliyor musun, o olağanüstüdür ve güzeldir ve akıllıdır. | Open Subtitles | تعلمون، وقالت انها مذهلة وجميلة وذكية. |
İyi peki, beyaz, uzun ve sevimli doğduğum için üzgünüm. | Open Subtitles | حسناً, أنا آسفة أنني ولدت بيضاء اللون وطويلة القامة وجميلة |