O tatlı ve güzel biri ve çalının söylediği bir şeye gülüyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | إنها لطيفه وجميله ويبدو أنها تضحك على شئ ما يقال |
Sağlam ve güzel. | Open Subtitles | لا يعطلها شيئ وجميله |
"Washington D.C., 1958" Toprak alabildiğince geniş ve güzel. | Open Subtitles | الأرض رائعه وجميله |
Ayrıca sevimli ve güzelsin. | Open Subtitles | وأنتِ محبوبه وجميله. |
Sen hoş ve güzelsin Christine, ama... ..işe yaradığını sanmıyorum. | Open Subtitles | ماذا؟ ....... (أنتي لطيفه وجميله (كريستن |
ve güzel. | Open Subtitles | وجميله |