"وجهًا" - Translation from Arabic to Turkish

    • yüz
        
    • yüzü
        
    • surat
        
    • yüzeyken
        
    yüz yüze inşa ettiğimiz güven sanal ortama aynen aktarılabilir mi? TED هل تُترجم الطريقة التي بنينا بها الثقة وجهًا لوجه على الإنترنت؟
    Temelde yüz yüze arkadaşlığa özlem duyan insana hitap ediyor. TED إنها تخاطب لهفة إنسانية أساسية للحصول على صحبة وجهًا لوجه.
    Bana geri mesaj atmadığı sürece nasıl yüz yüze konuşacağız ki? Open Subtitles حسنًا, ولكن كيف يمكنني مقابلته وجهًا لوجه إن كان رافضًا مراسلتي؟
    Hayır, biz tanışmadık. Görseydim bu yüzü unutmazdım. Adın ne? Open Subtitles كلا لم نتقابل قط، كُنت لأتذكر وجهًا كوجهكِ، ما إسمكِ؟
    Birisi bir İrlandalı penisini alıp gererek üzerine bir surat çizip şarpiye* assın. Open Subtitles كأن شخصًا أخذ قضيب إيرلندي و رسمَ وجهًا عليه
    Yaklaşık 170 milisaniye, katılımcılara bir yüz gösterdiğimizde çok kesin ve güvenilir bir beyin dalgası görüyoruz. TED حوالي 170 ميلي ثانية بعدما أظهرنا للمشتركين خاصتنا وجهًا على الشاشة، لاحظنا إشارة دماغية قابلة للاكتشاف.
    Siyah bir yüz gördüğümüzde, siyahı olumsuzlukla ilişkilendirmek beyazı olumsuzlukla ilişkilendirmekten daha kolay. TED عندما نرى وجهًا أسود، إنه من الأسهل لنا أن نربط الأسود مع السلبي مقارنة بربط الأبيض مع السلبي.
    Bittiğinde 54 adet kırmızı, 54 adet yeşil ve 54 adet pembe yüz boyamış olacaksınız. TED حينما تنتهي، ستكون قد طليت 54 وجهًا بالأحمر، 54 وجهًا بالأخضر، و 54 وجهًا بالأرجواني.
    Cinsel şiddetin artçı etkilerini yüz yüze, açık açık konuştuk ve hissettik. TED التأثير المدمّر للعنف الجنسي قِيل عاليًا وشُعِرَ به، وجهًا لوجه.
    Bazıları bunun makul bir sebeple yüz yüze ilişkileri etkilediğini söylüyor. TED ‫ربما كان لهذا بالغ الأثر‬ ‫على العلاقات وجهًا لوجه.‬
    Hayal edebileceğiniz gibi bu, sanal asistanlara yüz ve vücut vermek için kullanılacak. TED وكما تتخيل، هذا سوف يُستخدم لإعطاء المساعدين الشخصيين الافتراضيين وجهًا وجسدًا.
    iki insanın başka birisi dinlemeden yüz yüze saatlerce konuşmak için buluşup değişmeleridir. TED أنه عندما يلتقي شخصان وجهًا لوجه ويتحدثان لساعاتٍ من دون أن يسمعهما أحد، يتغيران.
    Burada önemli olan başka biri dinlemeden bir yabancıyla birlikte nasıl bu yüz yüze tartışmalarını yapılacağını öğrenmek. TED ما يهم هنا هو أن نتعلم من جديد كيف نُجري تلك المُناقشات وجهًا لوجه، بدون أن يسمعنا أحد، مع أي شخصٍ غريب.
    Hiç yüz yüze görüşmedik bile. Bu şansı vardı. Open Subtitles لم تواتيها الجرأة لمقابلتي وجهًا لوجه علمًا أنها حظيت بالفرصة
    Telefon işiyle bir yere kadar bundan sonra artık gidip yüz yüze görüşmek lazım. Open Subtitles المكالمات لا تتعدى هذا المستوى جميع التعاملات الأكبر شأنًا تُسَوّى وجهًا لوجه
    yüz yüze, bayağı etkileyici ve içerde tam bir sanal gerçeklik olayı var. Open Subtitles وجهًا لوجه. إنه مكان عجيب لديهم عالم افتراضي هناك
    Ama yine de bir gazeteci için şeytanın oğlu denilebilecek kötülükte biriyle yüz yüze gelmek olağanüstü bir durum olsa gerek. Open Subtitles برغم ذلك ، ألا تتفق معي بأنها لحظة عظيمة لأيّ صحفيّ حين يلتقي وجهًا لوجه مع شرّ مُستطير
    Eğer bu sizi mutlu edecekse bunu yüz yüze yaparız. Open Subtitles إذا ذلك يجعلك سعيّد، سنفعل ذلك وجهًا لوجه.
    Her sabah uyandığımda bu yüzü görmek istemiyorum. Open Subtitles هذا ليس وجهًا أطيق أن أصحو عليه كلّ صباح.
    Ölümün tanıdık bir yüzü olduğunu biliyordum ama seninkini düşünmemiştim. Open Subtitles دائمًا ما عرفت أن الموت يرتدي وجهًا مألوفا ولكن ليس وجهك
    Neden hamile seçeneğine gülen surat koyuyorlar? Open Subtitles لماذا قد يضعون وجهًا مبتسمًا ليعني الحمل؟
    Ve sence bu yüz yüzeyken daha mı iyi olacak. Open Subtitles أتظن أنه سيكون أفضل وجهًا لوجه؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more