Çünkü Tanrı'nın varlığını reddediyorsun, ya da inanıpta onaylamıyor musun? | Open Subtitles | لانك ترفض وجود الرب او لانك تؤمن و لكن ترفض |
Viktor bunun Tanrı'nın varlığını kanıtlamak için rezil bir davranış olduğunu söyledi. | Open Subtitles | فقال فيكتور إن هذه كانت حجة سيئة من أجل وجود الرب |
Ve Anders Viktor'un kolunu bükmeye çalıştı, ve Viktor bunun Tanrı'nın varlığını kanıtlamak için rezil bir davranış olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وأندرس حاول ثني ذراع فيكتور فقال فيكتور إن هذه كانت حجة سيئة من أجل وجود الرب |
Tanrı'nın varlığı ne kadar inkâr edilemezse, benim de, seninle evlenmeyi her şeyden çok arzulamam öyle. | Open Subtitles | كما هي حقيقة وجود الرب فأنا أرغب في الزواج بك ولا أحد سواك |
Tanrı'nın varlığı insanlara yol göstersin diye, Boyd'un içinde. | Open Subtitles | (غالباً يحل وجود الرب على (بويد ليساعده على إرشاد الآخرين |
Tanrı'nın varlığına dair ölçülebilir bir kanıt yok, ama yine de o anda açıklayamadığım bir şeyle karşı karşıya geldim. | Open Subtitles | لا يوجد دليل ملموس على وجود الرب و مع ذلك في تلك اللحظة واجهت شيئا لم استطع تفسيره |
Bazıları da ışığın Tanrı'nın varlığına işaret olduğuna inanıyor | Open Subtitles | هنالك آخرون يؤمنون بأن الضوء علامة على وجود الرب |
Tanrı'nın varlığını kanıtlamak için mantığı kullanmanın aptal olduğunu söyledin. | Open Subtitles | لقد قلتِ أنه من الغباء إستخدام المنطق للدلالة على وجود الرب |
Bana Tanrı'nın varlığını gösteren bir kanıt ver! | Open Subtitles | أعطنى بعض الدلائل على وجود الرب. |
Rich Terrile bir Tanrı'nın varlığını kanıtlamak için bizim bir simülasyonda yaşıyor olabileceğimiz olasılığı üzerinde çalıştı. | Open Subtitles | حاول (ريتش تيريل) أن يعمل على إحتمال أننا ربما نعيش في عالم محاكي لنعرف مدى إمكانية وجود الرب |