"وحان" - Translation from Arabic to Turkish

    • Ve şimdi
        
    • geçme
        
    Ve şimdi sayfayı çevirme zamanı. Bu ülke bugün yeterince kan gördü. Open Subtitles وحان الوقت لقلب الصفحة فقد اكتفت هذه البلاد من إراقة الدماء اليوم
    Peki, iki tarafıda dinledik, Ve şimdi Onur Kurulu'nun oylama zamanı. Open Subtitles حسناً, لقد سمعنا كلا الطرفين وحان الوقت لمجلس الشرف ليقوم بالتصويت
    Belki sırrımı saklamanın bedeli çok yüksekti Ve şimdi bunu ödeme zamanı geldi. Open Subtitles ربما ثمن المحافظة على سري باهظ وحان الوقت لدفع الثمن
    Bugüne kadar iyi iş çıkardın. Artık harekete geçme zamanı. Open Subtitles لقد أبليتَ حسناً حتّى الآن وحان وقت التحرّك
    Artık beklemekten usandım. Harekete geçme zamanı geldi ama tek başıma olmaz. Open Subtitles لكني سئمت الإنتظار، وحان الوقت لأتصرف ولكن ليس بمفردي
    Yani dediğim gibi, tüm homurdanmalara rağmen, bu yılki yeni yıl kararlarımız gerçekten işe yaradı Ve şimdi ödül zamanımız. Open Subtitles كما كنت أقول إذاً ، بغض النظر عن التذمر نجحت قرارات عامنا الجديد هذه السنة وحان الوقت لمكافئة أنفسنا
    Ve, şimdi de pistimizde ne kadar hızlı turladığını öğrenme zamanı. Open Subtitles وحان الوقت الآن لمعرفة سرعتها حول حلبتنا
    Herkes için gerçek anlamıyla bir kayıp. - Ve şimdi zaman bir olma zamanı. Open Subtitles إنّها خسارة حقيقيّة للجميع، وحان الوقت الآن لإجتماعنا كلّنا معاً.
    Tehdit ciddi Ve şimdi bunun için hazırlanma zamanıdır. TED التهديد خطير، وحان الوقت للتجهيز له.
    Bununla birlikte, sendika işleri hızla geriliyor Ve şimdi bizler için sendikalarımızı finansal ve politik sermayelerini bir araya getirip iyi bir yaşam sağlayabilecek ücretlerle yeni işler yaratmaları için göreve çağırma vakti. TED مع ذلك انخفضت الوظائف النقابية بشدة، وحان الوقت لنبدأ بدعوة النقابات لأن تستثمر رأس مالها المالي والسياسي في إيجاد وظائف نقابية جديدة وتكفي للمعيشة في مجتمعاتنا.
    Çünkü sizin gibi halkanın başındaki insanlar, öyle sanıyorumki sistemde çok fazla hız olduğunu faretmeye başladılar, çok fazla acelelik var Ve şimdi, kaybelen vites değiştirme sanatını bulma zamanıdır. TED لأن الناس في أعلى السلسلة، أشخاص مثلك، كما أعتقد ، بدأوا يدركون أن هناك الكثير من السرعة في النظام ، هناك الكثير من الشواغل، وحان الوقت لإيجاد، أو العودة الى البطء واحتراف فن تحويل التروس.
    Evet, Ve şimdi ders alma zamanı. Open Subtitles نعم، بالتأكيد وحان وقت تلقينك درساً
    Ve şimdi benim zamanım. Open Subtitles سوف أفعل وحان وقت ذلك الآن.
    Bir kaderin var Ve şimdi bu kaderi yerine getirme zamanın geldi. Open Subtitles لديك قدر وحان الوقت لتحقيقه.
    Ve şimdi benim niyetimin ne olduğunu öğrenmenizin zamanı geldi. Open Subtitles وحان الوقت لتعرفي نواياي
    Ve şimdi, çabasının mükafatını alma zamanı. Open Subtitles وحان الوقت لتثمر مجهوداته.
    - Sende bana ait olan bir şey var Ve şimdi geriye iade etme vakti. Open Subtitles -كوزلو) ) -لديك شىء يخصنى، وحان وقت رده لي
    Hızlı bir serinleme, çamurlu bir güneş kreminden sonra gıda ve daha taze su bulmak için tekrar harekete geçme zamanı geldi. Open Subtitles ترطيب سريع ورش بعض " "من طمي وقاية من الشمس وحان الوقت للرحيل مجدّداً" "لإيجاد طعام ومزيد من الماء العذب
    Şimdi ikinci aşamaya geçme zamanı. Open Subtitles وحان الآن وقت المرحلة الثانية.
    Direksiyona geçme sırası Phil'deydi, ve kalbi pes etti. Open Subtitles لقد رحل (جوني) وحان دور (فيل) لتولي القيادة ثم تعطل قلبه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more