Beni büyük tehlike için uyardı. | Open Subtitles | وحذرني من خطر عظيم |
Müdahale etmemem için uyardı. | Open Subtitles | وحذرني ألا أتدخل |
Hiçbir bilgim yok. Buraya geldi ve beni Graham hakkında uyardı ve gitti. | Open Subtitles | لا فكرة لديّ، لقد إقتحم المكان، وحذرني من (غراهام)... |
Buradaki hayatı kabul etmemi yoksa öleceğim konusunda beni uyarmıştı. | Open Subtitles | وحذرني بأني إذا لم أقبل حياتي هنا... إذن سأموت... |
Barry zamanda yolculuk yapabiliyor ve geçmişi değiştirirsek bazı sonuçlar doğurabileceği konusunda beni uyarmıştı. | Open Subtitles | -باري) سافر عبر الزمن) وحذرني بأن تغيير الماضي يجعل الماضي يقاوم. |
(Gülüşmeler) Ve beni oturttu ve uyardı. | TED | (ضحك) لذلك أجلسني , وحذرني. |