| Endişe edilecek bir şey yok, Sadece partiniz için odayı temizliyoruz. | Open Subtitles | لا شيئ لتقلقي حياله، نحن نخلي الغرفة وحسب من أجل حفلتكِ |
| Uzun mesafeli bir uçak günde Sadece bir kez uçabiliyor. | TED | ومع ذلك، أكبر طائرة يمكنها القيام برحلة واحدة وحسب من هذه الرحلات في اليوم. |
| Sorun yok, Sadece inin lütfen. | Open Subtitles | ليس هناك مشكلة أبتعد عن الشاحنة وحسب من فضلك. |
| Patlama o kadar kısa sürede meydana gelir ki ağır elementler Sadece az miktarda oluşurlar. | Open Subtitles | الانفجار وجيزٌ للغاية بحيث يصنع كمياتٍ قليلة وحسب من تلك العناصر الأثقل |
| Lütfen, Sadece düzelt. Blair'in tüm partisi mahvolmadan, | Open Subtitles | عالج الأمر وحسب من فضلك عليّ أن أذهب وأحدّ من الضرر |
| Ancak görülebilen ışığın Sadece bir kısmı enerji yayar. | Open Subtitles | لكن الضوء المرئي هو جزءٌ وحسب من الطاقة المنبعثة |
| Sadece eğlenceye hazır olduğundan emin olmak istedim. | Open Subtitles | كنت أحاول التأكد وحسب من أنك مستعد للإستمتاع بوقتك |
| beni yenen Saiyanlar'dan Sadece Son Goku'yu bulabildiniz değil mi? | Open Subtitles | أنت تخبرني أنه أكثر من عقد مع الأسطول الأكثر تقدما على الإطلاق، مع ذلك تجد واحداً وحسب من الساينز الذي قتلوني |
| Bu Sadece sağ görüşlü aydın bir grubu küçük düşürmek olmaz devlet sırlarını paylaşmak olur. | Open Subtitles | لن يكون محرجاً لمجموعة وحسب من مفكري الأيمن، سينشرون أسراراً حكومية |
| Bu güzelliği Sadece bizim görmemiz çok kötü. | Open Subtitles | كم هذا محزن ، ان نكون نحن وحسب من يرى هذه اللوحة الجميلة ؟ |
| Bunu babama birçok kez yapmıştım ama senin için Sadece bir kez yapacağım. | Open Subtitles | لقد فعلت ذلك مرات عديد مع أبي لكني سأفعله مرة واحدة وحسب من أجلك |
| Gereksiz bir üzüntüden anneni korumaya çalışıyorum Sadece. | Open Subtitles | كنت أحاول حماية أمّك وحسب من أية أوجاع غير ضرورية |
| Hepinizin meşgul olduğunu Sadece teyit etmek istemiştim. | Open Subtitles | لقد كنت أتأكد وحسب من أنكم جميعاً مشغولون |
| Sadece bir kol tarafından rahatsız edilmekten yoruldu. | Open Subtitles | لقد تعبت وحسب من أن يهينها عضو غبيّ |
| Oh, guzel Oh! Sadece disarida degildi | Open Subtitles | انه جميل لم تكن جميلة وحسب من الخارج |
| Sadece aptallar hayatını paraya değişir. | Open Subtitles | أحمقٌ وحسب من يقايض حياته بالمال. |
| Belki de Sadece şifresinden sıkıldı. | Open Subtitles | ربّما سئم وحسب من كلمته السريّة. |
| Sadece ne için kullanılacağından emin değildin. | Open Subtitles | لم تكن متأكدًّا وحسب من غاية استخدامها. |
| Sadece birleşmenin hakkından gelmedin. | Open Subtitles | لم تخرج سالماً وحسب من الإندماج |
| Ani kararına şaşırdım Sadece. | Open Subtitles | أنا محتارة وحسب من التغيير المفاجئ |