Çiçekli elbisem, yılan derisi sandaletlerim, boncuklu çantam. | Open Subtitles | فستاني الزهري، وصندل من جلد الثعبان وحقيبتي من الخرز |
Yani benim çantam
... güvenli olması için bunun içinde mi? | Open Subtitles | وحقيبتي هَلْ داخل هذا يَحتفظُ به في مكان أمين؟ |
- Ve çantam. | Open Subtitles | وحقيبتي الخفيفة |
Bu yüzden otellerde yaşıyorum ve bavulum var, benimle haftasonu buluşmak isteyeceği zaman için harekete hazırım. | Open Subtitles | لهذا أعيش خارج الفنادق وحقيبتي الصغيرة معدة، استعداداً للرحيل إذ ربما يريد مقابلتي فى عطلة نهاية الإسبوع |
Bu yüzden otellerde yaşıyorum ve bavulum var, benimle haftasonu buluşmak isteyeceği zaman için harekete hazırım. | Open Subtitles | لهذا أعيش خارج الفنادق وحقيبتي الصغيرة معدة، استعداداً للرحيل إذ ربما يريد مقابلتي فى عطلة نهاية الإسبوع |
Sandığım? | Open Subtitles | وحقيبتي ؟ |
Sandığım? | Open Subtitles | وحقيبتي ؟ |
çantam evde kaldı, | Open Subtitles | وحقيبتي بداخل المنزل |
-Sadece ben, müziğim ve sırt çantam. | Open Subtitles | - فقط انا، و ألحاني وحقيبتي. |
Bir de çantam olacaktı. | Open Subtitles | وحقيبتي |
bavulum ve gitarım elimde. duracağım her yer planlanmış | Open Subtitles | ♪ وحقيبتي والغيتار بين يديّ ولكلّ توقف مخطط لهُ بعناية ♪ |
bavulum her yöne gidebiliyor. | Open Subtitles | وحقيبتي تدور بكل الإتجاهات |