Yakın zamanlarda hiç gergedan ellemedim. Ama, zımpara kağıdı gibiydi. | Open Subtitles | .لم أتحسس أي وحيد قرن مؤخراً .لكنّه مثل ورق الصّنفرة |
Ayrıca, Samuel bana, kurutulmuş gergedan penisinden yapılmış bir doğurganlık kolyesi verdi. | Open Subtitles | وقد أعطاني ساميول عقداً أفريقياً للخصوبة مصنوع من جزء وحيد قرن مجفف |
İşte benim bugün başlıklarda gördüğüm de koca bir gri gergedan, yepyeni, son derece olası bir ekonomik kriz. | TED | لذا ما أراه في العناوين الرئيسية هو وحيد قرن رمادي ضخم آخر، وأزمة اقتصادية متوقعة جديدة. |
Koş, koş Walter, belki bir tek boynuzlu at bulursun. | Open Subtitles | إجرَ على طول، والتر. شاهدْ إذا أنت لا تَستطيعُ إيجاد وحيد قرن. |
Ya laboratuardan yeşil bir Unicorn geçti ya da ben yanlışlıkla LSD aldım. | Open Subtitles | إمّا أنّ وحيد قرن أخضر يركض بالمختبر، أو أنّي تناولت مخدرات عن طريق الخطأ. |
O kadar açım ki ölü bir gergedanı bile yerim. | Open Subtitles | أنا جائع جداً، بإمكاني أن أأكل مؤخرة وحيد قرن ميت |
Tek boynuzlu bir at varmış, özgür ve kuvvetli. Sanıyormuş kendini olabildiğine neşeli. | Open Subtitles | وحيد قرن كان يظن انه يعيش حياته بسعاده |
Biliyor musun Wisconsin'de bir kıza kocaman mor bir gergedan kazansan anında kucağında! | Open Subtitles | أنت تعلم ، في ويسكنسن إن تمكنت أن تفوز لفتاة بــ وحيد قرن أرجواني كبير تمارس معك الجنس |
"20 metre solda gergedan var." | Open Subtitles | ثم يقول على بعد 13 ميل لليسار هناك وحيد قرن |
Bu panelde ilk olarak, büyük bir boynuzu, ve karnında bir çizgisi olan küçük bir gergedan var. | Open Subtitles | في هذه اللوحة، لديكم قبل كل شيء وحيد قرن صغير بقرن كبير و شريط على البطن |
Ama Afrika'daki her siyah gergedan artık bir hedef. | Open Subtitles | لكنّه جعل من كلّ وحيد قرن افريقي أسود هدف. |
Afrika'da günde ortalama bir gergedan öldürüyor. | Open Subtitles | يُقْتَل وحيد قرن واحد من قبل الصّيّادين كل يوم في إفريقيا. |
Sorunlara ek olarak bir gergedan ve bir yaban domuzu var. | Open Subtitles | إذن لديّ وحيد قرن وخنزير وحشي لزيادة متاعبي |
Büyük bir yaban domuzu veya gergedan olmayan herhangi biri. | Open Subtitles | أيّ شخص ليس خنزيرا ضخما أو وحيد قرن ضخما |
Çatalkuyruk yok, gergedan yok. Hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لم يروا حيوانات برية وحيوانات وحيد قرن غاضبة، لا شيء |
Sonuç olarak bu krizin nasıl görüneceğini ya da beraberinde neler getireceğini bire bir bilemesek de bize doğru hücum eden şeyin koca, gri bir gergedan kadar tehlikeli, aşikâr ve önceden kestirilebilir olduğunu hepimiz görebiliyorduk. | TED | لذا لم نعرف على وجه الدقة ماهية هذه الأزمة ومعاييرها ولكننا عرفنا جميعاً، أنها شيء خطير وواضح وقابل للتنبؤ كمثل وحيد قرن رمادي يهاجمنا. |
Benim, tek boynuzlu at olduğumu biliyorsun. Neden söylemiyorsun? | Open Subtitles | تعرف بأنني وحيد قرن لماذا لا يمكنك فقط قول ذلك ؟ |
Bunu yaparken de sana tek boynuzlu at almamı ister misin? | Open Subtitles | ألا تودّين الحصول على وحيد قرن أثناء ذلك؟ |
Hayat şekerden gökkuşakları sıçan bir tek boynuzlu at. | Open Subtitles | الحياة عبارة عن وحيد قرن يحول أقواس قزح للحلوى |
Artı, fedakarlık için bir Unicorn bulman gerekirdi. | Open Subtitles | إضافة إلى أنك قد تحتاج العثور على وحيد قرن للتضحية به |
- Ambulans görevlileri bir gergedanı öldürecek kadar lorazepam verdi ama göz kapaklarım bile ağırlaşmadı. | Open Subtitles | المسعفون أعطوني " لورازبام " يسقط وحيد قرن ولم يثقل حتى عيني |
Tek boynuzlu bir at ile dövüşen bir kurt adam yapmak istemiştim. | Open Subtitles | أردتُ رسم مستذئب يقاتلُ وحيد قرن |
Ben sadece meraklı bir gergedanım. | Open Subtitles | أنا مجرّد وحيد قرن صغير وفضولي |
İnsan, canavar, tekboynuz fark etmez. Sen ne olursan ol, mükemmelsin. | Open Subtitles | بشري، مصاص دماء أو وحيد قرن أنت مثالي مهما كنت. |