Randy ve nişanlısı Chloe kayıp. Hotch arama emri çıkarttı. | Open Subtitles | راندي وخطيبته كلوي مفقودين أصدر هوتش للتو نشرة تعميم |
Bu bay Harry Berman ve nişanlısı Judith Browns. | Open Subtitles | هذا هاري بيرمان وخطيبته جوديث براونز |
Bu onun patronu, Monsieur Morell, babası, ve nişanlısı, Mercedes. | Open Subtitles | هذا رئيسه فى العمل سيد (موريل) ووالده , وخطيبته (مرسيدس) |
Aday ve nişanlısı canlı yayınımıza katılıyorlar. | Open Subtitles | المرشح وخطيبته ، ينضمّوا إلينا مباشرة |
Bende de aynısı var, çünkü eski kocamı ve onun hamile nişanlısını gördüm. | Open Subtitles | أشعر بذلك لأني أعاشر زوجي السابق وخطيبته الحامل |
Bay Bernard ve nişanlısı 10 gün içinde burada olacaklar. | Open Subtitles | السيد وخطيبته سيكونون هنا خلال 10 أيام |
Be son olarak Brett Turner ve nişanlısı Polina Grafetta. | Open Subtitles | {\pos(192,210)} وأخيرا وليس آخرا، لدينا (بريت تيرنر) وخطيبته (بولينا غرافيتا). |
Vincent Kruger ve nişanlısı Manon Fontaine Cannes sahilinde büyük güne hazırlanırken görüldüler. | Open Subtitles | فينسنت كروجر" وخطيبته "مانون فونتان تم رصدهم على شواطىء "كان حيث يتحضرون لليوم المنشود |
"Charles Dickinson ve nişanlısı Thel Russell'ın vahşice katledilmesinden sorumlu." | Open Subtitles | "وليام بليك) مطلوب للعدالة) بمكافأة ألفي دولار" جرائم القتل الوحشية لـ(تشارلز ديكنسن) وخطيبته (ثيل راسل) |
"Charles Dickinson ve nişanlısı Thel Russell'ın vahşice katledilmesinden sorumlu." | Open Subtitles | "وليام بليك) مطلوب للعدالة) بمكافأة ألفي دولار" جرائم القتل الوحشية لـ(تشارلز ديكنسن) وخطيبته (ثيل راسل) |
ve nişanlısı da mı burada kalacak? | Open Subtitles | وخطيبته ستبيت هنا كذلك؟ |
DJK'nin dosyasına göre, Joel Steiner ve nişanlısı... 97'deki o konserden sonra kaybolmuş. | Open Subtitles | (طبقا لملف (ديجيكى جويل ستينر) وخطيبته فقدوا بعد الحفلة الموسيقية) |
Ama Charlie ve nişanlısı ile bir çifte flört biraz uygunsuz olur demiştim. | Open Subtitles | لكن ظننت موعد مزدوج مع (تشارلي) وخطيبته قد يكون محرِج قليلاً - محرِج قليلاً؟ |
Bunlar Joel Steiner ve nişanlısı Tiffany Cohen, katilin ilk kurbanları. | Open Subtitles | (جويل سينر) وخطيبته (تيفانى كوهين), كانوا اول ضحايا (ديجيكى). |
John ve nişanlısı, aylar önce ayrılmış. | Open Subtitles | (جون) وخطيبته إنفصلا منذ أكثر من شهر |
Huntington lll ve nişanlısı Layne Walker Vanderbilt, | Open Subtitles | " (وخطيبته (لين واكر فاندربيلت... |
İşini, evini nişanlısını ve arkadaşlarını kaybederse. | Open Subtitles | إذا فقد وظيفته ومنزله وخطيبته وأصدقاءه |
Ağabeyim Ramesh ve nişanlısını öldürdüğünden beri çıldırmış gibiydim. | Open Subtitles | لقد كنت مجنونة في ذلك اليوم عندما قتلت أخي " راميش " وخطيبته |
Ailesini, evini nişanlısını. | Open Subtitles | عائلته، ومنزله.. وخطيبته. |