"ودار" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve
        
    • evi
        
    Daha önce hiç tanışmamışlardı ve gerçekten de şiddetli bir tartışma yaptılar ve yine de birbirleriyle anlaşıyor gibi görünüyorlardı. TED ولم يسبق لهما أن تقابلا قبل ذلك اليوم، ودار بينهما نقاش قوي للغاية ولكن بدا أنهما انسجما معًا بالرغم من ذلك.
    Bu bacaksız çıkar düşkünü onun parasının, ...basın imparatorluğunun ve kim bilir başka nelerin peşinde. Open Subtitles هذه الشابة منقّبة الذهب لا تريد سوى ثروته، ودار نشره الهائلة، ويعلم الله ماذا أيضاً.
    Senfonileri, müzeleri ve hafif operaları var. Open Subtitles هي ليست كما توقعنا لديهم دار للسمفونيات ومتاحف ودار للأوبرا
    AFIS, TSA ve Göçmen Bürosu Sistemi'nde sürücünün parmak izleriyle kutuda bulduklarımızı taradım ama hiçbir şey çıkmadı. Open Subtitles قمت بالبحث عن البصمات للسائق على الصندوق و على الأصابع بإدارة النقل ودار الهجرة بيد أنّي لم أعثر على شيء
    3 hastane, bir kanser tedavi merkezi bir bakım evi. Open Subtitles ثلاث مستشفيات، ومركز لعلاج السرطان، ودار للمسنّين.
    ve de Navona Meydanı'ndaki yetimhane artık Kardinal sarayı oldu. Open Subtitles ودار الأيتام في ساحة نافونا انه الآن قصر الكاردينال.
    Merkezi İstihbarat Servisi, Mavi Saray ve CIA için çalışan çifte ajanlarının olduğu keşfedilmiş. Open Subtitles وقد اكتشف وجود عملاء مزدوجين يعمل لحساب المخابرات المركزية، ودار الرئاسة، ووكالة الاستخبارات المركزية
    Vuruş Kasabası'nın başkanı gibi, ve belediye binası tüm gün açık, her gün. Open Subtitles انها اشبه بعمدة بلدة ودار البلدية مفتوحة طوال اليوم وكل يوم
    Benim düşmanım olması gereken insanlarla ilk kez tanıştım. ve biz sadece tokalaştık ve kahve ve güzel bir sohbet vardı, yemek ve basketbol hakkında konuştuk. TED قابلت الأشخاص المفترض أنهم أعدائي للمرة الأولي. وتصافحنا بالأيدي، وشربنا القهوة ودار بيننا مناقشة لطيفة، وتحدثنا عن الطعام وكرة السلة.
    Bu yüzden, sekizinci sınıf sonrası, Linet en iyi ulusal liselerden birine kabul edilince Momposhi gururla coşuyordu ve köyde dolaşıp herkese kızıyla ne kadar gurur duyduğunu ve onun ne kadar zeki olduğunu söylüyordu. TED لذا حين تم قبول لينيت في واحدة من أبرز المدارس الثانوية الوطنية بعد الصف الثامن، كان موموشي ممتلئًا بالفخر ودار في القرية يخبر الجميع كم هو فخور وكم أن ابنته ذكية.
    Dahası da gelebilir. Hastane ve merkezin altındaki sığınakları açmalıyız... Open Subtitles يجب ان نفتح الملجا ودار البلدية والمركزالطبي,هيا!
    Hastane ve merkezin altındaki sığınakları açmalıyız... Open Subtitles يجب ان نفتح الملجا ودار البلدية والمركزالطبي,هيا!
    ve sonra da anlattı durdu, O yüzüğün ... nasıl senin parmağına takılacağını.... Open Subtitles ودار حديث طويل حول امكانية وصوله لإصبعك
    Kilisenin ve Papa'nın Avrupa'daki Krallar'a hükmetmesi, günahların en büyüğüdür ve Tanrı'ya karşı gelmektir. Open Subtitles إن حكم البابا ودار العبادة لأمراء "أوروبا" هو بالنسبة لهم ليس فقط شيء مخز أكثر من أي عار آخر بل قلب لتعاليم الله
    ve biri erkekti aslında ama yani bi şekilde muhabbetimiz vardı..ne bileyim Open Subtitles مع ثلاثة فتيات وشاب لا أدرى ماذا كانت نوايه ولكن... سار الأمر بشكل جيد ودار نقاش جيد وكان يبحث عن صديق
    Ya morglar ve cenaze evleri? Open Subtitles ماذا عن المشارح ودار الجنازات ؟
    Konserler ve film evi olarak, hayal edebiliyor musun? Open Subtitles حفلات ودار للسينما,تتخيلي هذا؟
    İki okul aile birliği başkanı ve şahane bir köpek bakımevine ek olarak bir kullan at telefon numarası buldum. Open Subtitles وبالإضافة إلى رئيسين لجميعة الآباء والمُعلمين ودار رعاية نهارية مُدهش للكلاب وجدت ...
    Bir kulüp, koca bir bina, cenaze evi... Open Subtitles لدينا نادٍ ليلي ومبنى سكني ودار جنازات
    Huzur evi de çok genç olduğunu. Open Subtitles ودار العجزة تقول بأنّه صغير للغاية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more