"ودقة" - Translation from Arabic to Turkish

    • ve
        
    17. Yüzyıl'ın ortalarında, göklere seyahat edebilecek yeni makineler yapma fikri daha karmaşık ve teknik bir biçimde gelişiyordu. TED بحلول منتصف القرن السابع عشر، فكرة بناء الناس الآلات التي باستطاعتها السفر للسماء كانت تنمو في تعقيد ودقة تقنيًا
    Gabriel García Márquez, hikâye anlatıcılığı ile en sevdiğim yazarlardan biridir. Hatta bence, nadide ve kıymetli eserleri olan yazarlardan biridir. TED غابرييل غارسيا ماركيز واحد من كتابي المفضلين، لسرده القصصي، ولكني أعتقد أني أفضله أكثر لجمال ودقة نثره.
    Büyük asal sayılar bilgisayar çiplerinin hızını ve iyi çalışıp çalışmadıklarını test etmenin en iyi yoludur. TED الإعداد الأولية الكبيرة طريقة رائعة لاختبار سرعة ودقة رقائق الكمبيوتر.
    Kesin bir netlikle ve doğru bir şekilde görebildiklerimiz, uzattığımız kolumuzun üzerindeki bir baş parmağımızın yüzey alanı kadardır. TED ما نراه بتركيز، ووضوح ودقة كبيرة، هو ما يعادل مساحة سطح إبهامنا في ذراعنا الممدود.
    Para, yazılım tarafından yönlendirilecek ve bu tamamen güvenli bir akış olacak. TED سيتم توجيه النقود عن طريق البرمجيات، وستتدفق بأمان ودقة.
    Herhangi bir çevrede iki tür geçer akçe vardır: performans ve ilişkiler. TED هناك نوعان من الدقة في أي بيئة: دقة الأداء ودقة العلاقة.
    Performans akçesi sizden istenileni ve biraz daha fazlasını verdiğinizde oluşur. TED ودقة الأداء هي الدقة التي تنشأ من خلال تقديم الذي طُلِب منك وأكثر من ذلك قليلًا.
    Nesneler hayallerle yıkanırlar... ve bu sırada onları daha elle tutulur hale getiren bir... madde ile boyanırlar. Open Subtitles أعماله تبدو كما لو كانت منغمسة في وميض حُلم، مرسومة بحيادية ودقة ،وصرامة حتي أنك تكاد تلمسهم.
    Notların, işimize yaraması için, çok özenli ve detaylı olmalı. Open Subtitles يجب أن تكون ملاحظاتك أكثر تفصيل ودقة لكي تكوني ذو فائدة لنا
    Dünyadaki en eski yapıların bazıları burada çöl havasıyla ve yapanların hünerleriyle korunmakta. Open Subtitles هاهو واحدا من أقدم المبان على وجه الأرض هواء الصحراء الجاف ومهارة ودقة صانعيه ساعدوا على خلوده
    Harika bir şey. Belirsiz ve net olmaması rağmen. Open Subtitles هذا مذهل، على الرغم من انعدام ثبات ودقة تركيز الصورة
    Yarım tonlamalar ve keskinlik için ışık basıncı iyidir. Open Subtitles الضغـط الخفيف أفضل أيضاً بالنسبة للوضوح ودقة الرسم.
    Bana saldırabileceklere fark ettirmeden son 15 yıldır kendimi yavaşça ve düzenli olarak kloroforma karşı güçlendiriyorum. Open Subtitles ، من قِبل مهاجم مجهول بهدوء ودقة شديدين بنيت لنفسي قوة لتحمل التخدير خلال السنوات الـ15 الماضية
    O güvene sahip olduğumuzu biliyordu eğer kendi işini yaptıysa ve fotoğraflarını çektiyse bütünlük ve doğruluk içinde ve bir kompozisyon duygusuyla bildirdiyse müdahale edilmeyecek ve reddedilmeyecekti bazı şartlar nedeniyle tabii. Open Subtitles كنا واثقين ان هو أدى عمله والتقط صور بنزاهة ودقة بمهنية
    Harika bir şey. Belirsiz ve net olmaması rağmen. Open Subtitles هذا مذهل، على الرغم من انعدام ثبات ودقة تركيز الصورة
    Hayır, hayır, hayır, Taksicilere yüksek hız dikkatliliği ve kaçamak taktikleri öğretilmez. Open Subtitles لا لا لا سائقي التكاسي لا يقودون هكذا سرعة عالية ودقة في القيادة أو يتقنون أساليب المراوغه
    Bu yaralar doğru aletler ve hassasiyetle oluşturulmuş olmalı. Open Subtitles هذه الجروح لقد احدثت بالأدوات المناسبة ودقة.
    köpekbalıklarını etiketliyoruz. Böylece onları nerelerde gördüğümüzü, rotalarını ve benzer şeyleri takip edebiliyoruz. Aktif olarak çalıştığım TED هو أننا بدأنا وضع علامات على القروش بحيث نتمكن من الحصول على فكرة حول حركاتها,ودقة الرؤيا ,وأشياء من هذا القبيل وركزنا بشكل رئيسي
    Yani bu, bugün mevcut olan en yüksek çözünürlüklü beyin tarama sistemleriyle yapıldı ve bunların çözünürlükleri son birkaç yılda bin misli kadar çok arttı. TED تم عمل ذلك باستعمال افضل دقة لمسح الدماغ متوفرة حالياً. ودقة تلك الماسحات تطورت بالواقع لآلاف المرات خلال السنوات الماضية.
    Çünkü, bilimle ilgili büyüleyici olan şey, aynı zamanda çocuklarla ilgili olarak da büyüleyici bir şey oluyor, Mark Twain'in bakışıyla ele alırsak, bu durum, tam olarak çocukların yetersiz ve belirsiz veriden hızlıca ve doğruca zengin ve soyut çıkarımlar yapma yeteneği demek. TED لأنه تبين أن المدهش في العلوم هو أيضا أمر مدهش في الأطفال، ولَمْسَة مارك توين بالضبط، هي قدرتهم لاستخلاص نتائج غنية ومجردة بسرعة ودقة من معطيات متفرقة ومشتتة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more