Dairesi boş. Apartman görevlisi bu sabah elinde bavulla çıkarken görmüş. | Open Subtitles | ولكن شقتها فارغة ورآها البوّاب تغادر مع حقيبة هذا الصباح |
Birisi gelmiş, onu bu hâlde görmüş. Vücudu çevirmiş, burundan daha fazla kan gelmesine sebep olmuş. | Open Subtitles | ثمّ جاء أحدهم ورآها فقلبها مسبّبًا نزف مزيد من الدم من أنفها |
Öğretmen onu tahtaya kaldırmış ve herkes görmüş. | Open Subtitles | ناداها المعلم إلى لوح الكتابة ورآها الجميع. |
Sadece gördü. Marketlerdeki şu aptal resimler gibi. Onlara bakarsın, bakarsın, bakarsın. | Open Subtitles | ورآها واضحة جلية امامه دون التفكير بها |
Özür dilerim, efendim. - Minibüsün arkasını karıştırdı ve gördü. | Open Subtitles | كان ينبش مؤخر الشاحنة ورآها |
Aslında, beyler, dışarı adım attım ve onu ilk ben gördüm. | Open Subtitles | في الواقع، أنا من كان في المقدمة ورآها أولاً |
Dairemde benden önce oturan çocuğu tanımadığını söyledi ama tanıyordu ve çocuk Lila'nın öldüğü gece onu ıslak halde eve dönerken görmüş. | Open Subtitles | قالت بإنها لم تكن تعرف الشاب الذي عاش في شقتي قبلا مني لكنها كانت تعرفه , ورآها تعود للمنزل مبللةً (ليلة مقتل (ليلى مبللة ؟ |
Vern, suda onu gördü. | Open Subtitles | ورآها (فيرن) في الماء |
Çıkıp onu gün ışığında görürsem yeniden iyileşeceğini biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف إذا ذهبت للتو، ورآها في الشمس، وقالت انها تريد ان تكون كل الحق مرة أخرى. |