Kapıdan fırlamıştı ve boynu kırıldığı için kafası bir garip şekildeydi. | Open Subtitles | لقد قُذف خارجاً من باب السيارة ورأسه كان في وضع غريب |
Yanlış bir hareketi sonucu, adamın kafası aslanın ağzında kaldı. | TED | الجزء الأخير من عرضه لم يتم جيدًا ورأسه حُشرت داخل فم الأسد. |
çünkü... ve onun kafası çok büyük... bu yüzden şapka takamıyor. | Open Subtitles | ورأسه كبير جداً لدرجة أنه لا يستطيع أرتداء القبعات |
Tamam, bazen burada yatıyor ve başı bu tarafa dönük. | Open Subtitles | حسنا اذن فهو ينام هنا احيانا ورأسه الى هذه الجهة |
Okula başı dimdik gitti. | TED | ذهب إلى المدرسة ورأسه مرفوع جداً. |
Şaşkınlığı geçmeden suratına sağlam bir oturttum." Suratını tekmelemeye kafasını ezmeye başladım. | Open Subtitles | بعدها وجهتُ له لكمة غير متوقعة. عندما انحني، ركلتُه بوجهه ورأسه عدّة مرّات. |
Tamamen düşünce de başını taşa çarptı ve kafasını patlattı." | Open Subtitles | التصفح أكتمل تماما كما ذهب ورأسه المُميّز ضدّ الحجارةِ، وهذة هي |
Oturtup başını öne eğmelisin | Open Subtitles | هذا ليس جيد ، الأفضل أن يجلس ورأسه للخلف |
Şu adamı kafası uçurulmuş halde buldular. | Open Subtitles | وجدوا ذلك الشخص في صندوق عربة ورأسه مفجراً |
Komutanımın yarısı uçmuş kafası yüzümdeydi. | Open Subtitles | مَع قائد الفرقة ورأسه مشقوقة وملاصقة لوجهي |
Joe Taggart yerde oturuyordu, kafası önünde, su açık. | Open Subtitles | كان يجلس على الأرض ورأسه للأسفل والمياه تتدفق عليه |
Bu adam tam bir aygır. Hele kafası yok mu? ! | Open Subtitles | أعني، هذا الرجل فحل، ورأسه يجعلك تريد أن تلعقه وترى ما يخرج منه |
kafası yarılmış bir şekilde yere serilmiş durumda. | Open Subtitles | إنه ممدداً على الأرض بالداخل ورأسه هامدة |
Kardeşimin bir arkadaşının kuzeninin üvey kardeşi baş döndürücüye binmiş ve kafası kopmuş. | Open Subtitles | أخي يعرف شاب .. أخوه غير الشقيق جرب هذه اللعبة ورأسه قطعت |
Pawneeler'in arasında kasırga gibi esiyordu, ve mızrağa saplı başı savaş çığlığını atmaya başladı. | Open Subtitles | كان يحلق حول "الباوني" كالزوبعة ورأسه التي كانت عالقة علي أحد الرماح بدأت تصيح بصرخة الحرب |
Ortağımı başı parçalanmış buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت شريكي ورأسه متفجر للتو. |
başı da öbür tarafa dönüktü. -Kaçmaya çalıştı. | Open Subtitles | ورأسه في مواجهة الدرجة الاقتصادية |
Bazen buraya uçup kafasını duvara vurarak parçaladığımı hayal ediyorum. | Open Subtitles | أحياناً أَحْلمُ به يطير هنا ورأسه العظيم ضدّ الحائطِ. |
Biliyor musun, ben bir yukarıyı çıkıp orayı kontrol edeyim... belki de adamlar... kafasını uçurup öldürmüşlerdir... ve kanlar etrafa sıçramıştır. | Open Subtitles | أظن أنه عليّ الصعود إلى فوق وتفقد الأمر فربما كان الرجل فوق في المغطس ورأسه محطماً والدم في كل مكان... |
Hayır birisi ellerini ve kafasını kestiği için öyle düşünüyorum. | Open Subtitles | لا بل لأن أحدهم قطع يديه ورأسه |
Belki de zaman birileri berbat oluyor bir değişiklik için başını. | Open Subtitles | ربما حان الوقت شخص عابث ورأسه من أجل التغيير. |
Kurban bir sandalyeye oturtulur ayağına ve kafasına elektrotlar bağlanır. | Open Subtitles | يتم وضع الضحية في كرسي حيث تعلق الأقطاب في ساقه ورأسه. |