"ورأيت" - Translation from Arabic to Turkish

• gördün
• gördünüz
• görmüştüm
• gördüm
• görmüş
• gördüğümde
• görünce
• gördüğüm
• baktım
• izledin
• Sonra
• görürsem
• görmemiştim
• görüyorum

Babanın bahis oynadığı atlar dışında hiç at gördün mü, evlat?
بني ، هل سبق ورأيت حصاناً لم يراهن والدك عليه ؟

Hiç bir oyunda akıllıca davranan birini gördün mü?
هل سبق ورأيت أحدهم فى مسرحية يمثل أنه ذكى ؟

Egzotik yılan zehirlerini sakladığım çantama nasıl baktığını gördünüz mü?
,ورأيت الطريقة الذى يسعى بها لحقيبتى حيث ابقى الثعابين السامة؟

Fotoğraflarını görmüştüm ama... burada bariyerin içinde olmak çok farklı birşey.
سبق ورأيت الصور لكن المجيء إلى هنا داخل الحاجز مختلف كلياً

Yere baktım ve taş zemine yer kanalları açıldığını gördüm.
نظرت للأسفل ورأيت أرضية التصريف قد قطعت من حجر الأرضية.

Açık konuşmak gerekirse, yaptığımız şeyin doğru olup olmması benim için fark etmez ama burada işkence görmüş ruhlar gördüm, inanın bana.
سأكون صريحاً معكِ، لقد حذرت نفسي من الأفعال الخاطئة ورأيت تعذيباً روحياً بشعاً هنا

Kasabadaki o küçük sanat galerisine girip anneni ilk gördüğümde...
حين دخلت ذلك المعرض الفني بالقرية ورأيت أمك لأول مرة.

Cinayeti gördün. Kim yaptı? -Soruya cevap ver.
كنت تقود عربة الجياد ورأيت القاتل ، من فعل ذلك ؟

Gözünü çatlağa dayadın ve ne gördün...?
و من الطبيعى أنك وضعت عينك على الشق ورأيت

- Bu hastalığı daha önce hiç gördün mü? - Sekiz yaşından büyük kimsede görmedim.
ـ أسَبَقَ ورأيت هذه الاعراض من قبل ـ ليس فيمن تعدّى الثامنة من عمره

Söylesene Binbaşı; hiç ilaç destekli hipnoz gördün mü?
أخبرني ماجور.هل سبق ورأيت دواء للتنويم مغناطيسي؟

Bunun çocuklara ne yaptığını hiç gördün mü?
هل سبق ورأيت ما الذي تفعله تلك المخدرات للأطفال؟

Albay ve Bayan Paradine'i yüz yüze gördünüz.
ورأيت الكولونيل والسيدة بارادين متواجهين,

Tam bu noktada durmuştunuz... ve bir adam ve bir kadını bir şeyler yapıp konuşurken gördünüz.
. .. وقفت عند تلك البقعة وسمعت ورأيت ماقال وفعل هذا الرجل وتلك المرأة

Tam bu noktada durmuştunuz... ve bir adam ve bir kadını birşeyler yapıp konuşurken gördünüz.
. .. وقفت عند تلك البقعة وسمعت ورأيت ماقال وفعل هذا الرجل وتلك المرأة

Bu tepeye çocukken tırmanmıştım. Ve şehrim olacak yeri görmüştüm.
كنت مازلت صبيا حين تسلقت هذا التل لأول مرة ، ورأيت ما كان ليصبح مدينتى

Ama ilk elden kişisel değerlerimin işimi nasıl etkilediğini gördüm.
ورأيت في المقام الأول كيف أثرت قيمي الشخصية على عملي.

Bitkin olduğunu biliyorum ama eve gelip olanları gördüğümde ben de yere kapaklanabilirdim.
أعلم أنك منهك، لكن كنت سأشعر بالأرض تدور كذلك عندما عدت ورأيت ذلك.

Madame'ı görünce çığlıklarla kendimi odadan attım.
ذهبت إلى سريرها ورأيت السيدة صرخت وأنا اركض خارج الغرفة

Ve gördüğüm manzara, koridorlarda çığlık atan insanlar, gazeteciler..
ورأيت أناساً وصحفيين، يصرخون في الرواق.

James Kendrick gözünün önünde bir adamı infaz etti ve sen izledin.
لقد وقفت ورأيت جيمس كاندريك يعدم شخصاً أمام أعينك

Sonra, yatak odamdan çıktım ve buraya geldim adamı masamda gördüm.
بعدها غادرت حجرة النوم وجئت إلى هنا, ورأيت رجلاً عند مكتبي

Kafamı eğip çadırı diktiğini görürsem seni şuracıkta vurur öldürürüm.
إن نظرت للأسف ورأيت أن عضوك انتصب سأرديك هنا تماماً

Kimseyi bir cenaze töreninden Sonra bu kadar heyecanlı görmemiştim, Ari.
-لم يسبق ورأيت أحداً بهذه البهجة بعد جنازة

Çok kalabalık bir sokağın ortasındaydım, Sonra kaldırımın ortasına uzanmış bir zavallı görüyorum
كنت في شارع مليىء بالناس ورأيت شاب مسكين يرقد على الرصيف