Sandığımdan daha küçük yapıştırıcı gibi kokuyor ama görünüşünü sevdim. | Open Subtitles | ورائحته كالورق لكني احببت المنظر اذا هل هذا يساعد ؟ |
Evet, gürültücü ve iğrenç ve kötü kokuyor, ama deli olduğunu hiç bilmiyordum. | Open Subtitles | نعم لقد كان يتحدث بصوت عالي وبغيض ورائحته سيئة، لكن لم أعلـم بأنه مجنــــــــون |
Şişman çekingen, hiç arkadaşı yok ve artık kötü kokuyor. | Open Subtitles | أعني أنّه بدين وخجول، ليس لديه أصدقاء ورائحته كريهة |
Bir erkeğin gururlanacağı şeylerdendir, hem görünüşü hem de... kokusu. | Open Subtitles | لا أعتقد أن هناك عيب في أن يعتز الرجل بمظهره ورائحته |
Fakat iyi görünen ve temiz kokan bir erkekten elbise alamam. | Open Subtitles | لكن لا يمكنني اخذ فستان من رجل شكله جميل ورائحته زكية |
Oh, patates kızartması olmaz. Çok zaman alır, hem de kötü kokar. | Open Subtitles | اوه, ليس البطاطس, يستغرق وقتاً ورائحته ليست جيده |
Burnu büyük herifin tekiydi, sürekli geç kalıyordu tuzlu bong suyu kokuyordu. | Open Subtitles | هو مغرور تماما واتي متاخر للعمل ورائحته كانت مثل الملح وماء المخدر |
Ürkütücüler, iğrençler ve de oldukça pis kokuyorlar. | Open Subtitles | مخيف وقذر ورائحته نتنة بطريقة غريبة |
İkincisi, adam sersemin teki, kanalizasyon gibi kokuyor. Tırnakları da iğrenç. | Open Subtitles | ثانياً، إنّه قذر ورائحته تشبه المجاري وأظافره مقززة |
Bu şey yıllardır giyilmemişti.O kadar kötü kokuyor ki sanırım kusmak istiyorum. | Open Subtitles | ورائحته سيئة ان هذا الشيء لم يتم غسله لسنوات اعتقد ان اخر رجل ارتداه تقيء فيه |
Kıçımı terletiyor ve ızgara kuzu gibi kokuyor. Neden sevmediğini bana söylemedin? | Open Subtitles | نعم ,حسنا ,يجعلني اتعرق من الخلف ورائحته كالعجل المشوي لماذا لم تخبريني بكرهك له؟ |
Onun kokusunu alabiliyorum. Ne zamandır böyle kokuyor. | Open Subtitles | بوسعي أن أشم رائحته منذ متى ورائحته هكذا؟ |
Kimin hapiste olası gerektiğini bilmek istiyorsanız .o kişi 100 kilo ve soğan kokuyor. | Open Subtitles | إن أردت أن تعرف من يفترض أن يكون بالسجن فهو من يزن 240 كلغ ورائحته كالبصل |
Ama insan yürümeyi düşününce kokuyor demek ki. | Open Subtitles | وكل ما يتعين على المرء فعله هو التفكير في المسير ورائحته الكريهة. |
Ama insan yürümeyi düşününce kokuyor demek ki. | Open Subtitles | وكل ما يتعين على المرء فعله هو التفكير في المسير ورائحته الكريهة. |
Bu karidesler dondurulmamış ve bir tuhaf kokuyor. | Open Subtitles | هذا الروبيان ليس مجمد ورائحته غريبة |
Eleanor Skepple. Öfkeli, kaba ve kötü kokuyor. | Open Subtitles | إلينور سكابيل وقحه وبغيضه ورائحته كريهه |
Görünüşü gerçek, kokusu gerçek, tadı gerçek. - Sadece iğnenin gerçek olmamasını dile yeter. | Open Subtitles | شكله حقيقى ورائحته حقيقية فقط أتمنى لو أن الإبر غير حقيقية |
kokusu da bildiğim hiç bir istiridye sosuna hiç benzemiyor. | Open Subtitles | ورائحته لا تشبه رائحة صلصلة المحار التي أعرفها |
Ya ben seni Sisman, Ezik arkadasi olmayan ve evde kus besleyen yasli bir kadin gibi kokan diye cagirmaya baslasam ? | Open Subtitles | ماذا لو بدأت بدعوتك السمين ، الخاسر ليس لديه أصدقاء ورائحته مثل عجوز لديها طيور كحيوانات أليفة |
Burnunda altın halka var Maymun ayağı ve küf kokar | Open Subtitles | وانفه عبارة عن خاتم ذهبي ورائحته كقدم القرد العفنة |
Ve dün gece eve geldiğinde Chanel kokuyordu. | Open Subtitles | والليلة الماضية عاد للمنزل ورائحته تشبه شانيل |
Minik aç insanlar, at gibi kokuyorlar. | Open Subtitles | -رجل جائع وصغير ، ورائحته كالخيول |
Her sabah 4'te kalkar ve gecenin yarısı eve geldiğinde deniz suyu kokardı. | Open Subtitles | كان يستيقظ كل صباح في الرابعة، ويعود للمنزل ليلاً ورائحته نتنة |
Eğer o kadar kabaysa ve kötü kokuyorsa, neden ayrılmadın madem? | Open Subtitles | أذا كان بتلك الفظاظة ورائحته سيئة الأ يمكنكِ المغادرة فحسب؟ |