Kuşku yok O ne yaptığını iyi biliyor! Bu genetik bir şey? | Open Subtitles | لا شك انها تعرف جيدا ما تفعله هل هذا الشئ وراثى لديكم؟ |
Bugünkü gereksinimlerin aynısı. Uygun genetik yapı. Eğer verici uygunsa en iyisidir. | Open Subtitles | نفسها كاليوم ، تركيب وراثى متوافق و يفضل أن يكون المتبرع ذو علاقة قرابة |
Devasa bir genetik mutasyon simbiyotik bir uzantı oluşturmuş. | Open Subtitles | ,تغيير وراثى هائل .وإيجاد هلاقة تكافليًة |
Çünkü birinde genetik rahatsızlık belirmesi ihtimalini öngörmek okyanusta bir kuruş bulmak gibi. | Open Subtitles | لأن توقع فرصة شخص ما فى تطور مرض وراثى اشبه بأيجاد بنس فى المحيط |
Evet, sanırım Baskerville ailesinde genetik bir durum. | Open Subtitles | نعم ، أعتقد أنه مرض وراثى "فى عائلة " باسكيرفيلز |
"...18 yaşından önce başlamalı ve genetik geçmiş..." | Open Subtitles | البداية قبل عمر 18 لايوجد تاريخ وراثى |
Utanmadan yalan söylemek genetik bir davranış olmalı. | Open Subtitles | الكذب كالبُساط , لا بُدَّ أنه وراثى. |
- Kendisine bakın. Sizce 100 yaşında mı ? - Belki bir şekilde bir genetik mutasyonu sonucu, Tooms bedenini uzatabilme kabiliyeti kazanmıştır. | Open Subtitles | إنظر لهم ربما خلال تغير وراثى |
Doğru, bu tıpkı hemolitik anemideki gibi genetik bir kusur. | Open Subtitles | عيب وراثى مثل فقر الدم |
Yani bu bir genetik bozukluk, tıpkı haemolytic anaemia gibi. | Open Subtitles | عيب وراثى مثل فقر الدم |
Ümidini kırmak istemem ama bu genetik bir şey. | Open Subtitles | لن اعالج انة وراثى |
Tabii ki genetik bir hastalık. | Open Subtitles | انه شئ وراثى, بالطبع. |
Belki de genetik birşey. | Open Subtitles | ربما الامر وراثى |
Bu genetik bir şey, gerçekten. | Open Subtitles | ...إنه شىء وراثى , لكن |
Yani genetik bozuklardan. | Open Subtitles | انها شئ وراثى. |