Başkanları tarafından atanmış ya da rakiplerini geride bırakmış bakanlar. | Open Subtitles | منهم وزراء تم أختيارهم عن طريق رؤسائهم ومنهم من هو منتخب |
Altı Latin Amerikan ülkesinin uyuşturucuyla mücadele bakanları zirve toplantısı için Miami'ye vardılar... | Open Subtitles | وزراء مكافحة المخدرات من ستة دول من أمريكا اللاتينية وصلوا إلى ميامى فى مؤتمر القمة |
Ayrıca prens, şövalye, eski bir başbakan federal bakan ve birden fazla yönetim kurulu başkanına da sahibiz. | TED | لدينا أيضًا قائد وفارس ورئيس وزراء سابق، ووزير فيدرالي سابق ومجموعة من الرؤساء التنفيذيين. |
Bahsettiğim bu arkadaşım, şimdi Kanada başbakanı Justin Trudeau. | TED | وهذا الصديق في البرلمان هو الآن رئيس وزراء كندا، جستن ترودو. |
Onun olduğu yerde bakanlar vardır, milletvekilleri, yüksek bürokratlar vardır. | Open Subtitles | متصل والى وزراء وممثلي البرلمان والبيروقراطيين على مستوى عال. سوف يتم المكالمات الهاتفية السري أنها سوف محاولة لتخويفنا |
Başkan ve amcan da dahil bazı bakanlar buna karışmıştı. | Open Subtitles | وتورط بها المستشار و وزراء آخرون بما فيهم عمك |
İstanbul'daki, BM Yabancı bakanlar toplantısında Hint ve Pakistan dışişleri bakanları da var. | Open Subtitles | على هامش اجتماع وزراء الخارجية للامم المتحدة في اسطنبول من المتوقع أن وزراء خارجية الهند وباكستان |
Altı Latin Amerikan ülkesinin uyuşturucuyla mücadele bakanları zirve toplantısı için Miami'ye vardılar... | Open Subtitles | وزراء مكافحة المخدرات من ستة دول من أمريكا اللاتينية وصلوا إلى ميامي في مؤتمر القمة |
İsviçre'de bulunan bir banka, Mugabe'nin bakanları kullanıyor. | Open Subtitles | انه بنك سويسري يستخدم من قبل وزراء موغابي |
İsviçre'de bulunan bir banka, Mugabe'nin bakanları kullanıyor. | Open Subtitles | انه بنك سويسري يستخدم من قبل وزراء موغابي |
Yargıçlar doktor, manavlar da bakan olursa, halimiz ne olur. | Open Subtitles | ماذا إذا أصبح القضاه أطباء أَو البقالون وزراء. |
Onları kabineye aldım. Onları bakan yaptım. | Open Subtitles | و انا أضعهم في الحكومة و أجعل منهم وزراء |
Ülkemin başbakanı olarak daha fazla değişiklik yapmak istiyorum ama her biriniz değişimi sağlayabilir - eğer isterseniz. | TED | أنا أريد أن أصنع المزيد من التغيير كرئيس وزراء بلادي، و لكن يمكن لأي واحد منكم أن يصنع تغييراً إن أردتم ذلك. |
Macaristan'nın başbakanı Viktor Orban çocuk sahibi olmak için yeni teşvik edici çözümünü sundu. | TED | الآن، رئيس وزراء هنغاريا فكتور أوربان قدّم حلّاً جديداً لمحاولة تحفيز الناس على إنجاب الأطفال. |
Geçen kasım ayında, Mombasa'da bütün Afrikalı bilim ve teknoloji Bakanların katıldığı bir konferans düzenlendi ve AMBE için kapsamlı bir çağrı yapıldı. | TED | و في نوفمبر الماضي في مؤتمر وزراء إفريقيا للعلوم و التكنولوجيا الذي عقد في ممباسا , دعا لخطة شاملة لنشر آيمز |
Danimarka bugün ilk kadın başbakanına kavuştu. | Open Subtitles | مرحبا بكم مع التقرير الخاص حصلت الدنمارك اليوم على اول رئيسة وزراء |
Bense başbakanım. Bana oy vermeyenlerin de Başbakanıyım. | Open Subtitles | اما أنا فرئيسة وزراء حتى الذي لم يصوت لي |
TEEB adında bir proje 2007 yılında, G8+5 ülkelerinin çevre bakanlarından oluşan bir grup tarafından başlatıldı. | TED | في 2007 بدأ مشروع يسمى تيب, وتم اطلاقه من قبل مجموعه من وزراء البيئة في مجموعة الدول 8 زائد 5 |
Ayrıca siyahi dışişleri bakanlarımız temyiz mahkemesi yargıçlarımız ve hatta kraliyet şairlerimiz var. | Open Subtitles | لدينا أيضاً وزراء سود، وقضاة من المحكمة العليا، وحتى شاعر الدولة. |
Ama olağanüstü ulusumuza başbakan olmaktan büyük bir ödül de yoktur. | Open Subtitles | ولا جائزة اكبر من ان تكون رئيس وزراء لهذه الدولة العظيمة |
Kabinesi var, eğitim bakanı, enerji bakanı, sağlık bakanı var. | TED | لديها مجلس وزراء وزير تعليم ووزير طاقة ووزير صحة |
ve başbakanın karşısında Kaşmir'i çok iyi temsil etmek zorundayız. | Open Subtitles | . . في قصرِ الرّئيسَ، أمام رئيس وزراء دلهي. . |
Cenevre'deki OPEC bakanlarını rehin alma olayının arkasındaki isim. | Open Subtitles | كان وراء عملية احتجاز رهائن من وزراء الأوبك فى جينيف |
Krallar, başbakanlar, başpiskoposlar, hatta avukatlar aynı şeyi yaşamıştır. | Open Subtitles | ملوك ورؤساء و وزراء و مطارنة حتى المحامون وقفوا فى قفص الاٍتهام |