Görüyorsun, ben bunun bir parçasıyım ve sen bunu hatırladığın sürece de yaşayacağım. | Open Subtitles | فكما ترى ، لقد صرت حزءاً منها الآن وسأعيش طالما تتذكرها |
Ben de beş tane konuşkan çocuğum, düşük çeneli kocamla doğanın ortasındaki evimde yaşayacağım. | Open Subtitles | لذا سيكون لديّ خمس أطفال ثرثارين، وزوج ثرثار، وسأعيش في منزل في البرّية |
Sonsuza dek orada yaşayacağım. Çünkü beni asla yenemezsin. | Open Subtitles | وسأعيش هناك إلى الأبد لأنك لن تستطيعي هزيمتي أبداً |
Bu delikte seninle birlikte yaşayacağım. | Open Subtitles | إني معك هنا. وسأعيش معك في هذا الكهف. |
Annen ve ben ayrılıyoruz. Artık başkasıyla yaşayacağım. | Open Subtitles | أمك وأنا سننفصل، وسأعيش مع أحد آخر |
Bu acıyla hayatımın sonuna kadar yaşayacağım oğlunun anısıyla yaşayacağım. | Open Subtitles | وسأعيش بقية حياتي متذكراٌ ابنك |
Kararı verdim ve bununla yaşayacağım. | Open Subtitles | لقد إتخذت هذا القرار وسأعيش بهذا العبء |
- Ölene kadar burada yaşayacağım. | Open Subtitles | وسأعيش هنا حتي أموت |
Yine de onunla birlikte yaşayacağım. | Open Subtitles | وسأعيش معه رغم ذلك |
Ben mektup arkadaşım Desmond'a aşık oldum ve onun koyun çiftliğinde yaşayacağım. | Open Subtitles | وقعت في غرام صديقي بالمراسلة (ديزموند) وسأعيش في مزرعته |
Tüm pisliklerimi temizleyeceğim ve seninle yaşayacağım. | Open Subtitles | ... سأقوم بتنظيف كل قذارتي وسأعيش معكِ |
Benim adım Paracelsus, ve ben sonsuza kadar yaşayacağım. | Open Subtitles | أنا (باراسيلسوس)، وسأعيش للأبد. |
Ve burada yaşayacağım. | Open Subtitles | وسأعيش هنا |