"وستدفع" - Translation from Arabic to Turkish

• ve

Artık yiyeceksin ve saatime para ödeyeceksin, babalık. Tamam mı?
عليك فعلها الآن وستدفع ليّ لساعات الآن، يا ابي، إتفقنا؟

Adama eskiden sıkıcı olduğu ve sen olmadan yine sıkıcı biri olacağı için para ödüyorsun.
وستدفع لهذا الرجل لأن حياته كانت دوماً مملة وبدونك ستعود مملةً مرةً أخرى

Sayın yargıç, biliyorum bu oldukça sıradışı olacak ama Darling'lerin özel bankasıyla temasa geçtik ve kefaleti hemen ödemek istiyoruz.
إنّ هذا غير معتاد نهائياً يا سيّدتي القاضية.. ولكننا حضّرنا أنفسنا واتصلنا ببنك الدارلينغ الخاص.. وستدفع الكفالة فوراً.

Polisler, helikopterler, lanet olası büyük silahlarla geri döneceğim ve bu şeyler yaptıklarının bedelini ödeyecek.
مع الكثير من الشرطة ذوي الأسلحة الكبيرة والكثير من الطوافات وستدفع هذه الأشياء ثمن

Bu ölümcül bir hata ve bunun bedelini Fransa ödeyecek.
إنها غلطة فادحة وستدفع فرنسا ثمنها

- Sen olduğunu biliyorum ve bunu oldukça pahalıya ödeyeceksin.
أعرف أنه أنت وستدفع ثمن ذلك غالياً

Bir arıza vardı ve Loris mahkemede bunun bedelini çok büyük ödetmeyi düşünüyor.
"كان هناك تلاعب وستدفع شركة "لوريس الكثير كيلا يصل الأمر إلى المحكمة

Bir anda bana bir iş buldunuz ve ödeme bile yaptınız...
فجأة حصلت على عمل لي, وستدفع لي أيضا

Kandırılmış, aptal bir ihtiyarsın. ve bunun hesabını vereceksin.
إنّك عجوز أحمق مخدوع وستدفع ثمن هذا

Bailey, evime zarar verdin ve bunu ödeyeceksin!
بيلي) لقد ألحقت أضراراً بمنزلي) وستدفع الثمن

- Roger... - Bir çalışma odam vardı. Bana dört bin dört yüz elli dolar borçlusun ve bana ödeyeceksin.
(روجر)، أنت تدين لي بـ4,400 دولار وستدفع ما تدين لي به

- Sen seçtin ve sen ödersin. - Hayır, kes.
انت تقرر وستدفع لذلك لا,كفى

Arkadaşımı Pops un sosisli arabasını yaktırmak için tuttuğunu biliyorum ve ya ona yeni bir araba alması için 10.000 dolar ödersin, ya da polise giderim.
أعرف أنك اتفقت مع صديقي لحرق عربة (بوبس) وستدفع 10 آلاف دولار لاستبدالها والا سأذهب للشرطة

ve bana bunun için mi ödeme yapacaksın?
وستدفع لي من أجل ذلك؟

ve bedelini ödeyeceksin.
أنت مَن فعل هذا وستدفع الثمن

Sizi bulacağım, ve hayatınızla ödeyeceksiniz.
وستدفع الثمن بحياتك

Seni bulacağım ve ödeyeceksin.
سأعثر عليك، وستدفع.

Seni bulacağım ve bunu ödeteceğim.
سأعثر عليك، وستدفع.

- ve biraz para desteği de olacak değil mi?
وستدفع لي أجرٍ جيد ؟