Bak, bütün bunların ortasında kalmak istemiyorum ama tek söylediğim Vincent sana hata yaptığını göstermeye çalışıyor. | Open Subtitles | الدخول في وسط هذا لكن كل ما أقوله مع محاولة فنسنت أن يظهر لكِ أنه إرتكب خطأ |
Ve özür dilerim, bunların ortasında kaldığın için. | Open Subtitles | وأنا آسف، لقد سقطتِ ضحية وسط هذا |
Bütün bunların ortasında kalan kişi olmak istemedim. | Open Subtitles | لم أرد أن أكون وسط هذا |
Bunun ortasında kalacağını asla tahmin etmiyorduk. | Open Subtitles | نحن لم نكن نعني أبداً أن تدخل في وسط هذا |
Bunun ortasında kalamazsın. Ne olduğunun farkında değil misin? | Open Subtitles | لايمكنك أن تقع في وسط هذا ألا تشعر بما يحدث ؟ |
Resmen korku filminin ortasına attım seni de. | Open Subtitles | وأنتِ حوصرتِ وسط هذا الفلم المرعب ولا يمكنك جعله أفضل أبدا. |
Pekala, psikopatça gevelemesinin ortasında bir yerde | Open Subtitles | وسط هذا الحديث المقصود به المضطرب عقلياً |
- Bunun ortasında olmanıza gerek yok, Lordum | Open Subtitles | لست بحاجة لكي تكون وسط هذا, سيدي |
Bunun ortasında uyanmasını istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريده أن يصحى فى وسط هذا |
Oğlum bu felaketin ortasına sürüklenmeyecek. | Open Subtitles | إبني لن يتدخّل في وسط هذا الإعصار. |
Yakalanmışlar ve isyanın tam ortasına düşmüşler. | Open Subtitles | انهم فى وسط هذا الشغب |
Pekala, psikopatça gevelemesinin ortasında bir yerde | Open Subtitles | وسط هذا الحديث المقصود به المضطرب عقلياً |