Bugün sizlerin önünde başarılı ve mutlu görünüyor olabilirim, ancak bir zamanlar ciddi bir bunalımın verdiği acı içerisinde tamamen çaresiz durumdaydım. | TED | ربما ابدو ناجحه وسعيده. ان اكون امامكم اليوم، لكني يوماً عانيت من اكتئاب شديد. وكنت في يأس شديد. |
Şimdi, Michelle sağlıklı ve mutlu. | Open Subtitles | لكن في الوقت الحالي ميشيل بصحة جيده وسعيده |
Kızımın sağlıklı ve mutlu büyümesini istiyorum ve değerli zamanını kaloriler sayarak veya aşırı kilo üzerinde saplantı yaparak harcamasını istemiyorum. | Open Subtitles | اريد ان تكبر ابنتي في صحه وعافيه وسعيده و لا اريدها ان تضيع وقتها الثمين في عد السعرات الحراريه او الوسوسه بخصوص وزنها |
Uzun ve mutlu bir hayat. | Open Subtitles | حياه طويله وسعيده |
Sabırsızlıkla bekleyeceğin çok uzun ve mutlu bir hayatın var. | Open Subtitles | حسناً... لديكِ حياة طويله وسعيده تنتضرك |
Uzun ve mutlu bir hayat süreceksin. | Open Subtitles | ستنعمي بحياة مديده وسعيده |