"وسيارة" - Translation from Arabic to Turkish

    • araba
        
    • arabası
        
    • araç
        
    İşte bir fikir. Şöyle ki, helikopter burada. araba da geliyor. Open Subtitles إليك فكرة، دعنا نفترض وجود حوامةٍ هنا وسيارة تظهر من هنا
    Daha sonra iki araçla terk edilmiş uçak pistine gittiler.-Hedef araba ve takip eden araba olarak- ve burada farklı TED بعدها قام الباحثون بالذهاب إلى مهبط طائرات مهجور بصحبة سيارتين، السيارة الضحية المستهدفة وسيارة المطاردة، وشنوا مجموعة من الهجمات الأخرى.
    Resimde gördüğünüz evimin yakınlarındaki bir ev bir araba ve bir özel şoför. TED هذه صورة لمنزل و سائق وسيارة التقطت بالقرب من بيتي
    "The Whiskey Slide ve Tuskegon demiryolunun haydut giremeyen bir arabası vardı. Open Subtitles شريحة الويسكى ، وسيارة السكك الحديدية كانت واقية لقطاع الطرق
    En az 25 sene barınabileceğin bir ev ve sağlam, ekonomik bir Japon arabası alır, gerisini de sisteme koyarsın, Open Subtitles تشتري بها منزلاً بسقف عمره 25 سنة وسيارة يابانية اقتصادية خردة غير قابلة للتلف
    Geç vakitte, zifiri karanlıkta, sürücüsüz bir araç dar taşra yolunda yavaşlıyor. TED الوقت متأخر ومظلم، وسيارة ذاتية القيادة تعبر طريقًا ريفيًا ضيقًا.
    Bize bir televizyon ve de bir araba verin özgürlüğümüzü elimizden alma hakkına sahipsiniz artık. Open Subtitles أعطنا تلفزيون وسيارة ولكن نجنا من الحرية
    Üç kişi yaya, yukarıda bir araba. Open Subtitles ثلاثة سيراً على الأقدام وسيارة فى الأعلى
    Sana, ev, araba, kabarık bir banka hesabı ve şirketimizde iş önermek istiyoruz. Open Subtitles نرغب بتوفير منزل خاص لك، وسيارة وسيكون لديك رصيد كبير في حسابك المصرفي، و عمل في شركتنا
    Elindeki tek şey ıslak elbiseler ve havaya uçmuş bir araba. Open Subtitles ما كنت قد حصلت هو بدلة غطس، موقفا سيئا وسيارة في مهب المتابعة.
    Burada olanlar; bayat ekmek, arızalı bir araba ve ekşimiş içkiden ibarettir. Open Subtitles الأشياء الوحيدة الموجودة هنا هي خبز بالٍ، وسيارة معطلة، وخمر نتن
    Sana yeni bir kimlik, yeni bir elbise, yeni bir araba bulmam lazım... Open Subtitles بعض الملابس الجديدة، وسيارة مختلفة ستفي بالغرض، إرتدي هذه
    Sana yeni bir kimlik yeni giysiler, şimdilik işine yarayacak başka bir araba bulacağım. Bunları giy. Open Subtitles بعض الملابس الجديدة، وسيارة مختلفة ستفي بالغرض، إرتدي هذه
    İskoçya'ya bir seyahat, güzel bir oturma odası takımı ve yeni bir araba. Open Subtitles حصلت على رحلة الى سكوتلاندا واثاث غرفة جلوس جميل وسيارة جديدة
    Kendimize bir timsah çiftliği alacağız, ve yeni bir araba, yepyeni bir araba alıp, tatile çıkacağı değil mi? Open Subtitles سنشتري لأنفسنا مزرعة تماسيح، وسيارة جديدة، وسيارة جديدة تماماً, ونأخذ اجازة، صحيح؟
    Yılda 200 bin dolar maaş, artı hisse senetleri ve araba veriyorlarmış. Open Subtitles براتب 200 ألف سنويا، خيارات للأسهم وسيارة.
    Bu lüks araba ile kirpi arasındaki farkı öğrenmek ister misin? Open Subtitles اتريدين معرفة الفرق بين هذه السيارة الفارهة وسيارة المزرعة ؟
    Cep telefonu ve lüks arabası olan biri gibi. Open Subtitles لأظهر امامها غدا كرجل غنيّ مع هاتف نقّال وسيارة فارهة
    Bu polis arabası, açılıyor ve sireni var. Open Subtitles وسيارة الشرطة هذه، تـُفتح وبهـا سـارينة.
    Eğer herkesin evi ve arabası varsa... sonra da herkes sana ibadet ediyor. Open Subtitles لو حصل كل شخص علي بيت وسيارة سوف يعبدك الجميع
    50,000. Yüzde 80'e -20 sağlık planı. Ve işe gidip gelmem için özel araç. Open Subtitles خمسون ألفا سنويا ، تأمين صحّي شامل ، وسيارة للنقل
    Karşı istikametten bir araç önünü kesmiş. Open Subtitles وسيارة أخرى جاءت من الإتجاه المعاكس، سدت عليهم الطريق.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more