| Tüfek ve kavisli kılıcı ile etkileyici bir figürdür. | TED | مع بندقيته وسيفه المحني، كان ستيبان مرهوب الجانب، |
| - Bahse girerim mutluydu, kılıcı ellerinde öldü. | Open Subtitles | أراهن أنه كان سعيداً عندما مات وسيفه في يده! |
| Ama kılıcı dehşetlidir. | Open Subtitles | وسيفه يثير الجميع |
| kılıcını ve onun kılıcını düşün, başka bir şey düşünme. | Open Subtitles | -عليك ان تفكر فى سيفك وسيفه فقط وليس شيئا اخر |
| Baban, süvarinin üzerime geldiğini ve kılıcını kınından çıkardığını görmüştü. | Open Subtitles | شاهد الفارس يتقدم منى وسيفه مشرع |
| O, sadece bir asker. Kalbiyle, kılıcı ve atıyla gelip çatan. | Open Subtitles | وصل بقلبه، وحصانه وسيفه. |
| Şövalye kılıcını kaldırdı. | Open Subtitles | وسيفه مشهر |
Arabic 
English 
French 
Spanish 
German 
Portuguese 
Turkish 