Çok kabiliyetli insanlarız. Herkesi kurtarmanın bir yolunu bulacağız. | Open Subtitles | نحن قوم قديرون، وسنجد وسيلة لإنقاذ الجميع. |
Bu kızları kurtarmanın bir yolunu bulacaksın. | Open Subtitles | وسوف تجدين وسيلة لإنقاذ هؤلاء الفتيات. |
Jamus silahımı aldı ve cihazı kurtarmanın bir yolunu bulana kadar beni bırakmayacak. | Open Subtitles | لقد إستولى (جيموس) على سلاحى و لن يسمح لي بالرحيل حتى نجد وسيلة لإنقاذ جهاز التخزين |
Bu akşamı kurtarmanın bir yolunu bulmanı istiyorum. | Open Subtitles | -كلا أريدك أن تجد وسيلة لإنقاذ الأمسية |
Az önce Bonnie Bennett ile konuştum, ...ve o günü kurtarmanın bir yolunu bulmuş. | Open Subtitles | أنهيت مهاتفة توًّا مع (بوني بينت)، وقد وجدَت وسيلة لإنقاذ الموقف. |
Ayrıca Rip'i kurtarmanın bir yolunu bulmalıyız. | Open Subtitles | وعلينا إيجاد وسيلة لإنقاذ (ريب). |