"وصاية" - Translation from Arabic to Turkish

    • velayeti
        
    • velayetini
        
    • vesayeti
        
    • vesayet
        
    • gözetimi
        
    • gözetiminde
        
    • bakımı
        
    • gözetim
        
    • velayetine
        
    • Bir velayet
        
    • vesayetinde
        
    15 yaşında bir kız. velayeti ablasında. Evleri tam bir... Open Subtitles إنها فتاة ذات ال15 عاماً تعيش تحت وصاية أختها
    Ama, sizinle ilk tanıştığımızda size, eğer Lux hala devletin koruması altındaysa, şartlar düzeldiğinde, onun velayetini üzerinize alabileceğinizi söylemiştim. Open Subtitles مع ذلك ، عندما تقابلنا لأول مرة أخبرتك أنه خلال وصاية الولاية على لاكس إذا تحسنت الأوضاع ، سأقترحك أنت
    Öyle her çocuk münzevi bir milyarderin vesayeti altındaki çocuk olamaz. Open Subtitles ليس كل طفل مقدر له أن يصبح تحت وصاية بليونير وحيد
    Sylvia vasiyetnamesinde, çocuklar için ortak vesayet istemiş. Open Subtitles سيلفيا طلبت وصاية مشتركه للأولاد في وصيتها
    O şimdi Bilim Bakanlığının gözetimi altında. Open Subtitles ليس بعد ، يا سيدتي . أصبح الآن تحت وصاية وزارة العلوم
    Minibüsleri zaten polis gözetiminde bu yüzden eğer çıkmaya çalışırlarsa gidecek hiç bir yerleri olmayacak. Open Subtitles مروحيتهم موفرة مسبقا تحت وصاية الشرطة، لذا حتى لو أرادوا الخروج، لن يفلحوا في الذهاب لأي مكان.
    Hayır ama kızının velayeti Olduğunu, her şeyi yapabileceğini ve Open Subtitles كلاّ، ولكنّ قال أنّ لديه وصاية ابنته الصغيرة.
    Müvekkilim, oğlunun tam velayeti için acil bir talepte bulunmak istiyor. Open Subtitles موكلــي يرغب في تقديم طلب عاجل من أجـل وصاية كـاملة على ولده.
    Çocuk Hizmetleri Şubesi devletin velayeti olmasını uygun görüyor. Open Subtitles وDCS تشعر أنها يجب أن تصبح وصاية الدولة.
    Bunları yerine getirirseniz, 3 ay sonra çocukların velayetini paylaşmanız için karar vereceğim. Open Subtitles إن ثبت أنك قادر على تحقيق ذلك فسوف أفكر فى منح وصاية مشتركة عند إجتماعنا مجدداً ، تؤجل الجلسة
    - 1 yıldır velayetini almaya çalışıyordu. Open Subtitles لأنه كان يحاول الحصول على وصاية عليها منذ سنة
    Bakın, nafaka anlaşması için sana köpeğin velayetini verdiğini biliyoruz. Open Subtitles نحن نعلم بان لديك اتفاقية تقسيم والذي اعطاك وصاية مشتركه للكلب
    Şimdilik onu büyük kardeşi Darrel'ın vesayeti altına vereceğim. Open Subtitles في هذا الوقت سأضعة في وصاية شقيقه الاكبر, داريل
    Hayır, Michael devlet vesayeti altında. Open Subtitles كلا مايكل تحت وصاية الولاية
    Çocuklar gidip gelirdi. vesayet durumlarına göre. Open Subtitles أطفال يجيئون ويرحلون، أطفال تحت وصاية الدولة.
    Evet, senin kontrolünde, FBI gözetimi altında salındım. Open Subtitles نعم، لقد تم إخلاء سبيلي في وصاية المباحث الفيدرالية وتحت إشرافك
    Teknik olarak, gizli görevde de olsa Ajan Odum'un gözetiminde olacak. Open Subtitles حسناً، عملياً سيكون في وصاية العميل (أودِم) وأن كان مُتخفياً.
    Devlet bakımı altına alınabilirlerdi. Open Subtitles سينتهي المطاف بالأطفال تحت وصاية الولاية
    LA'ye vardığımızda, Biraz gözetim altında olacağız. Open Subtitles عندما نصل إلى لوس أنجليس ستعقد جلسة وصاية في حضور المحامين
    Herhalde devletin velayetine geçerlerse çok üzülürsünüz. Open Subtitles أعتقد أنك ستُروّعين لو انتهى بهم الحال في وصاية المقاطعة
    Sende kötü Bir velayet davası yaşıyormuşsun. Open Subtitles حسناً, سمعت أنكِ كسبت نزاع وصاية الأبناء
    Bize devlet vesayetinde geldi. Open Subtitles لقد أتت لهنا تحت وصاية الولايه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more