Eski bir benzin istasyonunun yanında küçük bir aile işletmesi menü tamamen japonca. | Open Subtitles | مكان رطب وصغير الذي يعمل بجانب محطة بنزين قديمة قائمة الطعام كلها باليابانية |
Hiç küçük bir tercihin tüm hayatını nasıl değiştirebileceğini düşündün mü? | Open Subtitles | هل فكّرت في أيّ وقت عن خيار واحد وصغير يمكن أن يغيّر الحياةً بالكامل ؟ |
Size kaçık yaşlı bir kadın gibi görünüyor olabilirim ve bu aptal küçük bir ameliyat olabilir ama bana her şeyin iyi olacağını söylemenizi istiyorum. | Open Subtitles | وقد أبدو لك سيّدةً مخبولةً عجوزاً ولربّما هذا الإجراءُ سخيفٌ وصغير لكنّني أريدُكِ أن تخبريني أنّ كلّ شيءٍ سيكون بخير |
Sadece çok genç ve budala bir vampir bir kurt adam tarafından öldürebilir. | Open Subtitles | سوى مصاص دماء أحمق وصغير السن يمكن أن يُقتل من لدن مستذئب وأنت لا هذا ولا ذاك |
Çünkü benim vajina tamamen elastik genç ve çok güzel | Open Subtitles | لأن لدي مهبلٌ جميل وصغير ومرنٌ تماماً |
Biraz uğraştırdı ama insan derisi, insan saçı, keten, kül ve küçük büyük tüm parçalarda tuz, biber, toz ve polen bulunduğunu saptadım. | Open Subtitles | لقد أستغرقني ذلك وقتا لكنني عزلت جلد إنسان.. شعر إنسان، وبعض الوبر رماد التبغ، كبير وصغير.. ملح، فلفل، تراب وغبار طلع |
Sen iğrenç bir eleştirmen ve küçük bir şantajcısın anca. | Open Subtitles | أنت ناقد رديء وصغير , وتبتز الوقت ماذا تعرف؟ |
küçük bir maymun. - Ne hoş bir oda. | Open Subtitles | -رائع، قردٌ رائع وصغير يا لها من غرفةٌ جميلة |
Kalın bir deri ile kaplı, çirkin, buruş buruş, küçük bir yarraktı. | Open Subtitles | كان قضيب قبيح, وصغير وذابل مع قلفة ضيقة |
Ne kadar da sade, küçük bir kutu. | Open Subtitles | ياله .. من صندوقٍ بسيطٍ وصغير |
Yıllardır kendimi ilk defa, genç ve sağlıklı hissettim. | Open Subtitles | لأول مرة منذ سنوات شعرت بأني صحيح وصغير |
Sıradaki iki yaratıcımız... ..büyük ve küçük Kevin ve Angela. | Open Subtitles | حسنا , التالي لدينا مخلوقان اثنان كبير وصغير كيفن ضد انجيلا |
Büyük ve küçük tüm uluslara dost. | Open Subtitles | صديق للأمم كبير وصغير |