Bu şimdi geldi. Blaney'nin otel faturasını öderken... | Open Subtitles | هذا وصل للتو تقرير المعمل عن العشرة جنيهات |
Daha şimdi geldi. Dövüştüğünü ya da başka birşeyini görmedik. | Open Subtitles | لقد وصل للتو لم نره يقاتل أو أى شيء بعد |
şimdi geldi. Son iki yıldır Hırvatistan'ın Dubrovnik şehrindeymiş. | Open Subtitles | وصل للتو لقد كان في في دوبروفنيك في كرواتيا |
Bayan Waters'dan senin için almasını istedim. yeni geldi. | Open Subtitles | طلبت من السيدة واترز أن تحضره لك وقد وصل للتو |
yeni geldi. Kendisi ressamdır. Hem de oldukça yetenekli. | Open Subtitles | لقد وصل للتو , انه رسام , رسام جيد جداً. |
Bu az önce Tahran'dan diplomatik paketle geldi. | Open Subtitles | هذا قد وصل للتو فى الحقيبة الدبلوماسية من طهران |
Buna karşın İran'ın taşrasından Batı'ya yeni gelmiş bir çocuğun kültürel hurafelerine sıkı sıkıya sarılmasının şaşılacak bir tarafı yoktur. | Open Subtitles | وصل للتو للغرب لا عجب أن يتمسك بخُرافاتات ثقافته |
Henüz vermedi, fakat Bölge'den psikiyatrik uzman şimdi geldi. | Open Subtitles | ليس بعد لكن المتخصص النفسي من "المقاطعة" وصل للتو |
Bay Başkan.. ..bu faks şimdi geldi. | Open Subtitles | سيدي الرئيس , هذا الفاكس وصل للتو |
Evet, şimdi geldi, teşekkürler. | Open Subtitles | - مرحباً "سام". - نعم , لا, وصل للتو ، شكراً. |
- İçeri alın. - şimdi geldi, baba. Devam edin. | Open Subtitles | -لقد وصل للتو ، أبى ، لحظة واحدة |
Evet efendim, şimdi geldi. | Open Subtitles | نعم, سيدي, لقد وصل للتو |
Sanırım şimdi geldi. Evet. | Open Subtitles | اظن انه وصل للتو |
Hmm... hayır, henüz değil. Daha şimdi geldi. | Open Subtitles | لا ليس بعد لقد وصل للتو |
Kolları ekstra uzun mezuniyet kıyafetin yeni geldi. | Open Subtitles | ثوب تخرجك مع الأكمام الطويلة الإضافية وصل للتو. |
- Biraz sonra, Michael. yeni geldi. | Open Subtitles | ليس الآن يا مايكل، لقد وصل للتو |
"Bay Başkan, bu faks yeni geldi.. | Open Subtitles | سيدي الرئيس , هذا الفاكس وصل للتو |
- Hayır, daha yeni geldi. - Daha yeni "döndü" demek istedin sanırım. | Open Subtitles | لا, لقد وصل للتو - تعنين أن عاد الى هنا - |
az önce Ernie Dell geldi. Bir şeye kızmış. Senin ofisine yolladım. | Open Subtitles | لوري, إيرني ديل وصل للتو إنه مستاء بخصوص شيءٍ ما |
Buraya yeni gelmiş acemi bir şahin için ciddi bir mücadele bu. | Open Subtitles | بالنسبة للصقر المبتدئ الذي وصل للتو ، انهم يشكلون تحدي كبير. |
- Anne, kısa kes, Luc henüz geldi. | Open Subtitles | -مرحبًا أمي .. تكلمي بسرعة ، لوك وصل للتو |