Sonraki gün, hayvanlarımızı alıp daha önce hiç bulunmadıkları kırmızı bir kutunun içine yerleştiriyoruz. | TED | الآن في اليوم التالي، نستطيغ أخذ حيواناتنا و وضعهم في صندوق أحمر لم يجربوه أبداً من قبل. |
Beyinde korku anısı bulmaktansa, hayvanlarımızı alıp onları, örneğin buradaki mavi kutu gibi bir kutunun içine koyduk ve mavi kutuyu temsil eden beyin hücrelerini buluyoruz ve ışık demetine tepki gösterecek şekilde onları kandırıyoruz, tıpkı öncesinde söylediğimiz gibi. | TED | بدلاً من إيجاد ذاكرة خوف في الدماغ، نستطيع البدء بأخذ حيواناتنا، و وضعهم في صندوق أزرق كهذا و وجدنا خلايا الدماغ التي تمثل هذا الصندوق الأزرق و جعلناهم يستجيبوا لنبضات ضوئية تماماً كما ذكرنا سابقاً. |
kutunun içine koyun. | Open Subtitles | وضعهم في الجهاز |
onları istenmedikleri bir yere koymanın pek de bir yararı dokunmasa gerek. | Open Subtitles | وضعهم في منزل لا يرغب بهم .لن يكون مفيدًا لهم على الإطلاق |
onları yeni bir arabaya koyuyorsunuz, sadece bir kaç tur sonra en hızlı güzergahı buluyorlar ve yarışa hazır oluyorlar. | TED | يمكنك وضعهم في سيارة جديدة، وبعد دورات قليلة، تجدهم قد وجدوا أسرع خط في تلك السيارة، وبدأوا بالسباقات |
Bize gösterdiği şey ise aslında bu iki sayı dizisinin aynı boyuta sahip olduğudur çünkü onları | Open Subtitles | إلخ. ما بيّنه أن مجموعتي الأعداد اللانهائيتين هاتين لديهما في الواقع الحجم ذاته، لأن باستطاعتنا وضعهم في ثنائيات، |
Bence onları kendilerini savunacak bir pozisyona sokmamak önemli. | Open Subtitles | أظنك تعرف من الهام عدم وضعهم في موقف دفاعي |
Yani yetki sahibi ya da güvendikleri biri onları buna teşvik etmiş. | Open Subtitles | اذن فهو شخص له سلطة او يمكن الثقة به بسهولة وضعهم في هذا الموقف |
Ama bazen onları bir kutuya koyup terk edip kaçmak istiyor insan. | Open Subtitles | بعض الأوقات تريدين وضعهم في علبة ثم تتركين العلبة على الرف, وتركضين ورائهم |
Tek yapmamız gereken onları düzenli bir sıraya koymak. | Open Subtitles | الآن كل ما علينا فعله هو وضعهم في الترتيب الصحيح. |