"وضع كل" - Translation from Arabic to Turkish

• bütün
• Her
• tüm

bütün kuşkularını ve korkularını içine koyup ejderhayla tekrar savaşmaya gitmiş.
داخله وضع كل شكوكه ومخاوفه وبعد ذلك خرج لمواجهة التنين ثانياً

Sonra sırayı ikiye bölün, parçadan önce gelen bütün kitapları sol tarafa, parçanın ardından gelen bütün kitapları da sağ tarafa koyun.
ثم قسّم الخط عن طريق وضع كل الكتب التي تسبق الفاصل على يساره وكل الكتب التي تليه على يمينه.

Doğru! Şehirdeki bütün İrlandalıları işe aldınız!
هذا صحيح ، لقد وضع كل رجاله على رواتب الدولة

Dükkânı açıyorum ve o gün için Her şeyi hazırlıyorum.
أنا فتحه، أحصل عليه وضع كل ما يصل لهذا اليوم.

tüm ailesini çağır ve Her birini ayrı masaya yerleştir.
ادعُ كلّ عائلته وضع كل واحد منهم في طاولة مستقلة.

Pekala, üzerindeki tüm metal nesneleri ve takıları tepsiye koy.
حسنا ارتدي الرداء وضع كل الاشياء المعدنية والجواهر في الحافظة

Metroda olanlar bütün sistemimizi kilitledi.
تعرف مجال الانفاق وضع كل انظمتنا في مأزق

bütün bunları bir araya koyduğunda, bir insanı hissedebiliyorsun.
و عند وضع كل هذا معاً يمكن الشعور بالشخص

Bence bütün bunları geride bırakıp hayatımıza devam etmeliyiz, değil mi?
أعتقد أن أفضل شيء يجب علينا فعله هو وضع كل هذا خلفنا ومتابعة حياتنا يا بني

Lou... bütün ipuçları Morris'i göstersin.
وأيضا .. لو كتأكدوا من وضع كل شيء على عتبةِ موريس.

bütün bu olanları sana bağlamam, Audrey'e olanlar yüzünden seni suçlamam âdil değildi.
ليس من العدل وضع كل اللوم عليك لما حصل لأودري

O kadar büyük ki, diğer bütün gezegenleri içine sığdırabilirsiniz.
كبير لدرجة أن بإمكانك وضع كل كواكب المجموعة الشمسية الأخرى بداخله

Horatio da bütün -mazsın'lardan uzak durmayı istiyor. Peki, sana olayı anlatmamı ister misin Walter?
إذاً هوريشيو يريد وضع كل النقاط على الأحرف

bütün tutsakların askeri gözetim altında tutulması gerektiğinin kanıtıdır bu.
هذا يقتضي وضع كل المساجين تحت رقابة عسكرية

Gerekli olmayan bütün sistemleri kapat ve bütün enerjiyi kalkanlara yönlendir.
أغلق جميع النظم الغير ضروريه وضع كل ما تقدر للدرع

İnsanlar çeşitlilikten o kadar korkuyorlar ki Her şeyi belirli etiketleri olan küçük kutucuklara sığdırmaya çalışıyorlar.
الناس يخافون جدا من التنوع لدرجة أنهم يحاولون وضع كل شيء في صندوق صغير مع تسميات وأصناف محددة.

İşim mümkün olan Her kelimeyi sözlüğe koymak.
عملي يتمثل في وضع كل الكلمات الممكنة في القاموس.

Her şey yerinde. İlk aşama.
اي ان يتم وضع كل شي في مكانه .. انها المرحلة الاولى

Şimdi tüm bu bulduklarımızı bir araya getirip en üstün TED Talk'u dizayn etme vaktimiz geldi.
لذا، الآن وقت وضع كل شئ مع بعضه البعض وتصميم أفضل محادثات تيد.

Kocanız, Lagana hakkındaki tüm bildiklerini ona şantaj yapabilmek için yazmış olmalı.
لابد انه قد وضع كل الحقائق والدلائل ضد لاجانا وكتبها فى خطاب ليقوم بأبتزازه