Koltuk değnekleriyle çalışmaya alışması lazım doğal olarak da meşgul olacak. | Open Subtitles | يُوْصَلُ العمل بالعكازاتِ وطبيعياً هو مَشْغُولُ |
Mükemmel ağız pozisyonu sakin, doğal ve hafif tebessümlü olmalıdır. | Open Subtitles | أفضل تعبير للفم أن يكون مسترخياً وطبيعياً وترتسم عليه إبتسامة صغيرة |
Basit ve doğal olması gerekti ama onun yerine... | Open Subtitles | ,يفترض بالأمر أن يكون بسيطاً جداً وطبيعياً, ولكن بدلاً من ذلك |
Dili yazılı olarak çok sık gördüğümüzden doğal olarak dilin bu olduğunu düşünmeye meyilliyiz ancak dil aslında konuşma. Bunlar iki ayrı şey. | TED | وطبيعياً نميل إلى الاعتقاد، لأننا نرى اللغة تكتب في الكثير من الأحيان ، أن هذه ماهية اللغة ولكن في الواقع اللغة و الكلام شيئين مختلفين |
Yalnızca doğal ve bitkisel reçeteler veriyor. | Open Subtitles | إنه يصف علاجاً عشبياً وطبيعياً كلياً |
Ve doğal olarak lider benim | Open Subtitles | . وطبيعياً ، أنا الزعيمة |
Savaş hikayem, doğal olarak Almanya'da büyük ilgi topladı. | Open Subtitles | وطبيعياً فإنّ قصّتي في الحرب |
doğal olarak, savaş hikayem Almanya'da oldukça ilgi çekti bu yüzden herkes beni tanıyor. | Open Subtitles | وطبيعياً فإنّ قصّتي في الحرب جذبت الكثير من الانتباه بـ(ألمانيا)، لهذا السبب، فالجميع يعرفني |