Babama yardım edebilirim diye düşündüm. Ama İlaç İdaresinin onayını bekleyemezdim. | Open Subtitles | وظننته سيساعد أبي، لكني لم أستطع انتظار قبول هيئة الأغذية والأدوية. |
Fikrini benimsedim. Çünkü yeni ve olağandışı olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لقد أحببت إقتراحك, وظننته شيئًا جديدًا وسيحد من المشاكل |
Onun hayalindeki ev olduğunu söylemişti. Onu kiralıkken gördüm ve düşündüm ki sadece ikimiz şehirden uzaklaşabilsek mükemmel olmaz mıydı? | Open Subtitles | رأيته معروضًا للبيع وظننته من الرائع لو أقمنا خارج المدينة كلانا فقط |
Tamam, ondan uzak duracağımı söz vermiştim ...biliyorum ama düzgün düşünemiyordum ve nerede olduğunu bilebileceğini düşündüm, bu yüzden-- | Open Subtitles | إنّه لا يملك نبضًا، أعلم أنّي وعدتك بالبقاء بعيدة عنه لكنّ لم أكن أفكّر بوضوح وظننته كان يعلم أين مكانك، لذا إنّي فحسب |
2T olabilir diye düşündüm ama bu sadece bir tahmin. | Open Subtitles | وظننته قد يكون 2-تي، لكن هذا مجرد تخمين. |