Bu arada, NASA'nın bir Uzay Arkeolojisi programı var, gerçek bir iş yani. | TED | بالمناسبة، ناسا تمتلك برنامج لعلم آثار الفضاء، ولذا فهي وظيفة حقيقية. |
gerçek bir iş. Okul bitince başlıyorum. | Open Subtitles | لقد حصلت على وظيفة حقيقية ، بعد إنتهاء العام الدراسى |
Belki o zaman kendilerine gerçek bir iş bulurlar. Madencilik gibi mi? | Open Subtitles | يجب أن يبحثوا لأنفسهم عن وظيفة حقيقية كالعمل فى المنجم؟ |
Eğer bir adam bu işi yapmaya kalksa o an gerçek işi haline gelir. | Open Subtitles | لحظة اضطرار رجل للقيام بذلك، سيصبح وظيفة حقيقية |
- Evet, gerçek işi, Instagram'da çalışmak. | Open Subtitles | أجل، لديها وظيفة حقيقية "إنها تعمل في "الإنستغرام |
Demek istediğim, bir taneye ihtiyacım olacak, dime, eğer herhangi bir zaman 'gerçek' bir işim olacaksa ve 'tembel kıçımı' senin o 'büyükbaba evinden' taşıyacaksam. | Open Subtitles | صح اذا كنت سأحصل في يوما ما على وظيفة حقيقية و اخرج نفسي من منزلك القديم |
Mesela gerçek bir işi olan biriyle, bir bankacıyla falan. | Open Subtitles | مثلا ً مثل , شخص لديه وظيفة حقيقية , كالمصرفى |
- Annem yine gerçek bir iş bulman için mi diretiyor? - yazarlık gerçek bir iştir. | Open Subtitles | هل لازالت تجبرك أمى على العمل ثانية - الكتابة وظيفة حقيقية - |
Senin yaşına gelince ben gerçek bir meslek isterim. | Open Subtitles | أريد وظيفة حقيقية عندما أكون فى سنك |
- gerçek bir iş için planın var mı, yoksa ölene kadar ailenin paranı mı yiyeceksin? | Open Subtitles | نعم, في الحقيقة هل هناك مخططات لحصولك على وظيفة حقيقية او استخدم نفوذك في العائلة واستخدم نقودها إلى بقية حياتك |
Sanıyorum hiç birimiz gerçek bir iş bulmak istemeyiz. | Open Subtitles | لا أظن أن أحدنا يود أن يكون مُرغما على البحث عن وظيفة حقيقية |
- Normal saatlerde çalışılan gerçek bir iş. - Güzel. | Open Subtitles | ـ وظيفة حقيقية بساعات عمل ححقيقية ـ حسناً |
İş buldum, ciddi bir şirkette gerçek bir iş yıllardır bulmamı istediğin gibi bir iş, sidik testinden geçemezsem işsizlik günlerime dönerim, bunu mu istiyorsun? | Open Subtitles | لدي وظيفة وظيفة حقيقية لشركة حقيقية نوع الوظائف التي كنت تريدني أن أحصل عليها لسنوات طويلة |
O zaman gerçek bir iş bulmam gerekecek çünkü şu an kuruşum yok. | Open Subtitles | حينها عليّ الحصول على وظيفة حقيقية لأنني الآن مطرود |
- "gerçek işi olan tek kişi." | Open Subtitles | -الوحيد الذي يعمل في وظيفة حقيقية" " |
Gerçek bir işim var benim. Sadece işimde çok iyi değilim. | Open Subtitles | لدىّ وظيفة حقيقية أنا فقط لا أبدى جيداً فيها |
Mesela gerçek bir işi olan biriyle, bir bankacıyla falan. | Open Subtitles | مثلا ً مثل , شخص لديه وظيفة حقيقية , كالمصرفى |
Griffin gerçek bir işe girmeyi reddetti. Yazmak gerçek bir iştir. | Open Subtitles | الكتابة هي وظيفة حقيقية. |
Senin yaşına gelince ben gerçek bir meslek isterim. | Open Subtitles | أريد وظيفة حقيقية عندما أكون فى سنك |