"وعادةً" - Translation from Arabic to Turkish

• Genelde
• Genellikle
• Normalde
• sıklıkla

O kadar kısa ki Genelde art arda birkaç kez okunuyor.
في الحقيقة، إنه قصير جداً، وعادةً يُغنّى أكثر من مرة.

Ve Genelde hava kuvvetleri bunu yaptığınız için sizi öldürür.
وعادةً سلاح الطيران قد يطلق النار عليكم لفعل هذا

Birbirlerini ısırma eğilimi gösteriyorlar, Genellikle oldukça yırtıcı bir şekilde ve yüzlerinden.
ﺍﻧﻬﺎ ﺗﻤﻴﻞ ﺍﻟﻲ عضّ بعضها البعض بشراسة غالبا وعادةً في الوجه

Aday cisimler her sabah Pan-STARSS çalışanları tarafından inceleniyor ve Genellikle pek önemli olmadıkları anlaşılıyor.
كل صباح، يفحص طاقم التلسكوب الأجسام المحتملة وعادةً ما يكتشفون أنها أمور بسيطة.

Normalde bir tutam saç veya bir eşyası olması gerekiyor.
وعادةً ما يتوفر لدي جزء من الشعر .أو من مقتنياته للبحث عن الشخص

Şimdi, bu noktada Normalde "ancak" sözcüğünü kullanacağım
والآن، وعادةً عند بلوغي هذا الحد من الإنتقاض أستخدم كلمة: غير أنّ

Fakat orada, sıklıkla ifrat ve tefrit birbirine karışıyor.
لكن هناك تعتبر أدنى من الحد الأدنى للمستويات وعادةً ما تتناقض مع أعلى المستويات.

Hızlı bir şekilde pantolonumu indirdim ve iyice çömeldim ve Genelde aşağı bakmam ama...
و بسرعة أنزلت بنطالي و انخفظت كثيراً وعادةً ,أنا لا أنظر

Genelde çatılardan, gayri muhariplerden intihar bombacılarına kadar çeşitli hedefleri vuruyorlar.
وعادةً فوقَ سطوحِ الأبنيةِ عندما تستهدفُ أيَّ شئٍ بدءاً بالمقاتلينَ وإنتهاءً بالإنتحاريين

Rüküş pantolonlardan giyerr, makyaj yoktur, Genelde hep böyledir.
00 ترتدي بنطال رياضة مهلهل، بدون مكياج وعادةً ما تكون وراء شيئاً واحداً

Genelde zor bir karar vermem gerektiğinde konuştuğum ilk kişi--
وعادةً عندما يكون قراري مستحيلاً أول شخص أحدثه عنه

Alınan çocuklar 10-16 yaşları arasındaydı, Genelde siyahi ve Latin asıllılardı, büyük ihtimalle Chicago'nun aynı yoksul Güney ve Batı Yakası'ndan geliyorlardı.
كان يبلغ عمر الأطفال القادمين ما بين 10 إلى 16 عامًا، وعادةً ما تكون ألوان بشرتهم بنية وسمراء، ويكون معظمهم من نفس أفقر المناطق من الجانب الغربي والجنوبي لشيكاغو.

Geçen otuz yılda, bu çalışma az sayıda proteini ve görece az örneği Genellikle tek bir yerde test etti.
في الثلاثين سنة الماضية، اختبرت هذه الدراسات مجموعة صغيرة من البروتينات في عينات قليلة نسبياً وعادةً في موقع واحد

Ve Genellikle bir şehre planlama için gittiğimde, böyle bir plan üzerine çalışacağım mülkte beni bekliyor oluyor.
وعادةً حينما أصل لمدينة ما لتخطيطها، فإن خطة مثل هذه تكون جاهزة بانتظاري لتطبيقها.

Genellikle yanlıyorum. Sizin durumunuzda da bir istisna yok.
وعادةً ما اكون مخطئا وحالتك ليست استثناءا

Ve Genellikle hepsinin müthiş göğüsleri vardı, ama hepsinin değil.
وعادةً يكون لديهن صدور رائعة، لكن ليس دائماً أحياناً تحصل على المدالية البرونزية، أتعلم؟

Sürekli yanlış bir şey yaptıklarını düşünürler ve Genellikle mobilyaları olur.
دائماً يعتقدون أنهم فعلوا شيئاً خاطئ وعادةً يأتون مع أثاث

Ve, Normalde, elimizde ne olduğunu görmek için onun... yaralarının ve dövmelerin resimlerini gönderirdim.
وعادةً سأرسل الصور لجروحها وأوشامها ونرى ما يصل ولكن

Normalde orda bir dakika bile durmazdım.
وعادةً ، أود أن اركض من حالة كهذه

Normalde burada asılı resmin adı Pawnee'nin Ruhu ve oldukça tartışmalı.
عادةً يُطلق على اللوحة الجدارية التي تُعَّلق هنـا "روح بـاوني" وعادةً تكون مُثيرَةً للخلاف والجَدل

Biliyorum, biliyorum. Ve Normalde böyle bir şey yapmazdım.
أعلم، أعلم، وعادةً لا أقدم على شيء كهذا

Ve biz sıklıkla kesişimselliğin önemini küçümsüyoruz.
وعادةً ما نقلل نحن من أهمية التقاطع.