Avludan ayrılmayacağına söz vermiştin. Anne hayatım boyunca burada kaldım ya. | Open Subtitles | وعدتني أنك لن تترك الفناء الخلفي- أمي,لقد كنت هنا طوال الوقت- |
Mikey, bunu tekrar yapmayacağına söz vermiştin, değil mi? | Open Subtitles | "مايكي" لقد وعدتني أنك لن تفعل ذلك مرة أخرى |
Baba, Bana düğünümde geğirmeyeceğine söz vermiştin. | Open Subtitles | أبي لقد وعدتني أنك لن تتجشأ في زواجي |
- Söylemeyeceğine söz vermiştin. | Open Subtitles | وعدتني أنك لن تخبره صلب أصابعه |
Baba! O resmi satmayacağına söz vermiştin... | Open Subtitles | أبي لقد وعدتني أنك لن تبيع هذه اللوحة |
Bana başka bir koleksiyon çıkarmayacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني أنك لن تصنعي مجموعة أخرى |
Bob, onu düşürmeyeceğine dair söz vermiştin! | Open Subtitles | بوب , أنت وعدتني أنك لن تسقط هذه المرة |
Herkese anlatmayacağına dair söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني أنك لن تقولي شيء لأحد |
Kendini suçlamayacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | وعدتني أنك لن تلومي نفسك مرة أخرى |
Bana onları asla kullanmayacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني أنك لن تستخدمهم مطلقاً. |
- Bunun dalgasını geçmeyeceğine söz vermiştin. - Üzgünüm. | Open Subtitles | لقد وعدتني أنك لن تسخر من ذلك الأمر |
Hiçbir zaman üründen taviz vermeyeceğine söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد وعدتني أنك لن تعرض المنتج للخطر |
Hadi ama dostum, gülmeyeceğine söz vermiştin. | Open Subtitles | بحقك يا رجل، لقد وعدتني أنك لن تضحك |
söz vermiştin, beni unutmayacağına, | Open Subtitles | لقد وعدتني أنك لن تنسيني |
Onu tekrar görmeyeceğine söz vermiştin. | Open Subtitles | وعدتني أنك لن تراها مجدداً |