| - Kemer çok sıkı. Şikayet etmeyi bırak ve Söz verdiğin şeyi ver bakalım! | Open Subtitles | توقف عن التذمر مثل العاهرات وأعطني ما وعدتني به |
| İşte, o kadınla tanıştım ve bana Söz verdiğin yüzüğü istiyorum. | Open Subtitles | لقد التقيت بتلك المرأة و سأطلب منك ذلك الخاتم الذي وعدتني به |
| - Bana Söz verdiğin şeyi unutma yeter. O işi istiyorum, George. | Open Subtitles | لا تنس ما وعدتني به أريد وظيفة المراسل الأجنبي |
| Bir anlaşmamız var! Tanık koruma programına alındım ben. Bana söz verdin. | Open Subtitles | كان بيننا صفقة لأحصل على برنامج لحماية الشهود ،هذا ما وعدتني به |
| Ama bana vaat ettiğin kalp olmadığına göre biraz zor olacak. | Open Subtitles | لكنْ سيكون ذلك صعباً بما أنّي لمْ أحظَ بالقلب الذي وعدتني به |
| Sen de bana Verdiğin sözü tut. - Bana ailemden bahset. | Open Subtitles | لذا أعطني ما وعدتني به أخبرني عن والدَيّ |
| Bana söz verdiğini unutma. O dış muhabirlik işini istiyorum. | Open Subtitles | لا تنس ما وعدتني به أريد وظيفة المراسل الأجنبي |
| Bana vaad ettiğin siyah hanedanlık gidiyor. | Open Subtitles | ها قد ذهب النجاح الذي وعدتني به عزيزتي |
| Bana bir hafta önce yapacağına Söz verdiğin silah envanterleri. | Open Subtitles | هي سألت عن وظيفتك المنزلية جرد الأسلحة الذي وعدتني به الأسبوع الماضي |
| Ya Söz verdiğin tüm parayı verirsin, ya da kim olduğunu dinleyecek herkese anlatırım. | Open Subtitles | إما أن تعطيني المبلغ الذي وعدتني به كاملاً, أو أنني سأخبر أي شخص مهتم أن يسمع حقيقتك. |
| Şimdi, biri evdeki gümüşlerin yarısının kaybolduğunu fark etmeden bana Söz verdiğin şeyi ver. | Open Subtitles | الآن، قبل أن يلاحظ أحدهم أن نصف الفضة فُقِد، اعطني ما وعدتني به. |
| Söz verdiğin şeyi yapacağından emin olmalıyım. | Open Subtitles | أريد أن أعلم أن بإمكاني الوثوق بك. وأنك ستفعل ما وعدتني به. |
| Söz verdiğin o yere dağların denize kavuştuğu yere götür beni. | Open Subtitles | خذني إلى المكان الذي وعدتني به خذني إلى حيث تلتقي الجبال بالبحر |
| Bana Söz verdiğin şeyi alana kadar hiçbir yere gitmiyoruz. | Open Subtitles | لن نذهب الى أي مكان حتى أحصل على ما وعدتني به |
| Bana Söz verdiğin silahla ne alakası var? | Open Subtitles | ماهي علاقتها بالسلاح الذي وعدتني به ؟ |
| Bak, bir anlaşma yaptık. Bana söz verdin. | Open Subtitles | اسمع ، لقد عقدنا اتفاقاً هذا ما وعدتني به |
| bana vaat ettiği parayı istemek için gittim. | Open Subtitles | أردت المال الذي وعدتني به |
| Evet, ama Verdiğin sözü tutman lazım. | Open Subtitles | أجل، لكنكِ يجب أن تتذكري ما وعدتني به |
| 16. yaş günümü New York'ta geçireceğimize söz verdiğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكري ما وعدتني به باننا سنضي عيد ميلادي ال16 في نيويورك |
| Bana vaad ettiğin siyah hanedanlık gidiyor. | Open Subtitles | ها قد ذهب النجاح الذي وعدتني به عزيزتي |