"وعدها" - Translation from Arabic to Turkish

    • sözünü
        
    • vaat
        
    • söz vermişti
        
    • söz verdi
        
    • söz vermiş
        
    • sözü verdiği
        
    • verdiği sözü
        
    • verdiği sözden
        
    • sözünden döndü
        
    Kendisinden üst düzeyde biriyle evlendiğini düşünmüştü ve babam da ona imkansızı vaat etmiş, ama sözünü tutmamıştı. Open Subtitles كانت تعتقد انها تزوجت من طبقة غنية لقد وعدها بالكثير ولكنه لم يستطع الوفاء بوعوده
    Sonra sözünü yerine getirip, tüm köyü mezarlığa götürmüş. Open Subtitles لذا نفذت وعدها و أخذت القرية كلها للمقبرة
    Belki, hapisten kurtulmanı vaat etmiştir, doğru mu? Ne zaman? Open Subtitles ربما وعدها .. على أنه سيطلق سراحك من السجن ؟ متى؟
    Babası ona müzik meleğini yollayacağına söz vermişti. Open Subtitles وعدها أبوها بأنه سيرسل لها ملاك الموسيقى
    Çünkü babası ultrason randevusuna geleceğine dair söz verdi... Open Subtitles لأن والدها وعدها أنه سيكون معها خلال كشف الموجات الصوتية
    - Sevmeden evlenemez. - Uzun bir zaman önce söz vermiş. Open Subtitles ـ لكنه لا يمكن أن يتزوج من دون أن يحب ـ ادوارد وعدها بالخطوبة منذ زمن طويل، قبل لقائي
    Alexis Meade'e anoreksik mankenler kullanmama sözü verdiği için tebrikler, ama sözünü tutmadığı için esefler. Open Subtitles على وعدها لنا بعارضات بدينات هذا العام و عار عليها أنها لم تف بوعدها
    Dürüstlük sözünü bozabilirdi, ailesine geri dönebilirdi. Open Subtitles وكان يمكن أن تتخلى عن وعدها بالتزام السرية كان يمكنها ببساطة تذهب للبيت مع عائلتها
    Sadece bir sözünü tuttuğunu göstererek sözlerini tutuyor gibi davranıyor. Open Subtitles اذا فهي تتصرف وكنها تحافظ على وعدها فقط بإعترافها بأنها صنعت واحدا
    O sözünü tutarsa, ben de tutarım. Open Subtitles إنّ أبقت على وعدها فسأبقي على وعدي
    Kadına evlenmeyi vaat etmiş, aslında herif evliymiş. Open Subtitles وكان قد وعدها بالزواج لكنه كان متزوجا بالفعل
    Ama sanırım ona finansal tavsiyeden çok daha fazlasını vaat etmiş. Open Subtitles ولكن أعتقد أنه وعدها بأكثر من مجرد نصيحة مالية
    Kızım, Sibylline Rahibeleri'ne vaat edildi. Open Subtitles لقد تم وعدها بالانضمام إلى "أخوية السيبيلين"
    Ama onu yardımcı editör yapmaya söz vermişti. Yani bunun olacağını biliyordu. Open Subtitles لكنّ وعدها بجعلها شريكة في التحرير، لذا كانت تعرف أنّ ذلك سيحصل في نهاية المطاف.
    Fitz, Sally'ye söz vermişti ve bu sayede... Open Subtitles حين وقعت سالي لدخول الحملة، فقد وعدها فيتز...
    Kyle onu baloya götüreceğine söz vermişti fakat birden onu terketti. Open Subtitles (كايل) وعدها بإخذها للحلفة الرقصة ثم تخلى عنها
    Nandini doğum gününü onunla geçireceğine söz verdi. Open Subtitles لقد وعدها بأن يقضي معها يوم عيد ميلادها
    Seninle evlenir evlenmez Bayan Clay'e metresi olarak Londra'da ev açacağına söz vermiş. Open Subtitles لقد وعدها بأن يجعلها عشيقة له في لندن عندما يتزوجك
    verdiği sözü tutuyor. Open Subtitles انّها تحافظ على وعدها لي.
    Bana verdiği sözden dönmeyecek. Open Subtitles هي لن تنقض وعدها لي.
    Neden sözünden döndü? Open Subtitles لماذا خالقت وعدها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more