"وعدوا" - Translation from Arabic to Turkish

• söz verdiler
• söz verdikleri
• sözü verdiler
• vaat
• dair söz
• sözünü verdiler

Tek bildiğim, benimle ilgileneceklerine söz verdiler, ve yerine getirdiler.
كل ما اعرف انهم وعدوا بالعنايه بى وقد اوفوا وعدهم

Küresel Hedeflerin tarihi bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Çünkü dünya liderleri bu konuda söz verdiler.
أُؤمن أن الأهداف العالمية هي فرصة تاريخية، لأن زعماء العالم وعدوا بتسليمها.

Sabah söz verdikleri gibi çamaşırları yıkamamaktan.
من عدم حمل الغسيل هذا الصباح كما وعدوا به

Aileniz söz verdikleri açık artırma eşyalarını mutlaka getirsin.
وأرجوا أن تحرصوا على إحضار والديكم للأغراض المراد بيعها في المزاد كما وعدوا

Emeklilik fonlarına yarım milyar dolarlık bağış sözü verdiler.
لقد وعدوا بمنح نصفِ مليون .لموارد راتب التقاعد

Gelişimimiz vaat edilen sözleri yerine getirmekten çok uzakta.
فكل اتفاقيات التنمية اللتي وعدوا بها لم يتم تنفيذها

Üç yıllık tarım işi olacağına dair söz aldılar.
وعدوا بثلاث سنين من العمل الزراعي الجاد.

En geç Cuma'ya burada olacaklarına söz verdiler.
وعدوا بالقدوم بحلول يوم الجمعة على أبعد تقدير

Özür dilerim. Bankayla konuştum. Bana yardımcı olacaklarına söz verdiler.
أنا آسف، تكلّمت مع المصرف وعدوا بأنّهم سيساعدوننى

İlacın onu iyileştireceğine söz verdiler normal yapacağına.
لقد وعدوا بأن الدواء سيشفيه ويجعله طبيعياً

Yeterli zamanda başka bir konukçu bulamazlarsa isteksiz bir konukçuda kalmaktansa, ortakyaşamın kendini feda edeceğine söz verdiler.
لقد وعدوا أنهم إن لم يجدوا مضيف آخر في وقت مناسب السمبيوت سيضحي بنفسه على أن يبقى في مضيف غير راغب

Rotayı fırsat bulur bulmaz izleyeceklerine söz verdiler, ama o gezegenleri ziyaret etmek...
لقد وعدوا ان يسلكوا الطريق عندما يستطيعوا لكن يزور هذه الكواكب

Beni Cao ordusunda general yapacaklarına dair söz verdiler.
لقد وعدوا على جعلي جِنرالاً في جيش الكاو

- Mükemmel iş çıkardınız. Günümüzde söz verdikleri işi yerine getirenler çok nadirdir.
عمل رائع، أوَتعلم، إنّه أمر نادر في هذه الأيّام، شخص يُقدّم حقاً كلّ شيءٍ وعدوا به.

Sizinkiler kardeşimi söz verdikleri gibi teslim ederse yaşayacaksın.
اذا سلموا زملائك اخى كما وعدوا سوف تعيش

Bir filo ve 10.000 asker sözü verdiler.
لقد وعدوا بأسطول و بـعشرة ألاف جندى.

Sırf sizin güveninizi kazanmak için oğlunuzu kurtarma sözü verdiler.
لقد وعدوا في انقاض ابنك ليفوزا بثقتك

Yüksek kalitede saniyede 20 megabitle 4K video yayını vaat ediyorlar.
وعدوا بتوصيل بث لفيديو 4k عالي الجودة في 20 ميجابيتس بالثانية

Ayrıca diğer racaları bu racaya karşı korumayı vaat ediyorlardı.
كما وعدوا بحمايه الراجات ( المهراجات) الاخرين من هذا المهراجا

"Bunu sır tutacaklarına dair söz veren bir sürü insandan." Örnek vermek gerekirse:
الذين وعدوا آخرين أنهم سوف يحتفظون بها سراً ، على سبيل المثال

Aralık 2002'de on yatırım bankası, 1.4 milyar dolar ödeyerek davayı kapattı ve uygulamalarını değiştirecekleri sözünü verdiler.
فى ديسمبر 2002 قام عشرة من بنوك الاستثمار بتسوية قضية بمبلغ 1.4 بليون دولار و وعدوا بتغيير أساليبهم