"وعذب" - Translation from Arabic to Turkish

    • işkence
        
    • ve
        
    • tatlı
        
    Final maçı, binlerce mahkûmun işkence gördüğü dünyadaki en büyük toplama kampından 2 km ötedeki stadyumda oynandı. Open Subtitles المبارة النهائية أقيمت فى ملعب على بُعد أقل من ميل واحد من أكبر معتقل فى البلاد حيث أحتجز وعذب الاف السجناء بين جدرانه
    - Ben de ondan. Dalga geçmek, işkence etmek ve kıvrandırmak için ama. Open Subtitles وانا معجبه بـأدوارد وسيم , رائع, وعذب
    Sun Bin ülkemiz için savaştı fakat Pang Juan tarafından yakalanıp işkence gördü. Open Subtitles صن بن حارب لأجل مملكتنا ... ولكن تم القبض وعذب بشدة... ... عن طريق جوان بانج.
    ve çok zeki, tatlı ve seksi olduğu için çok mutluyum. Open Subtitles وأنا سعيدة جدا لأنه رحيم وذكي وعذب وجنسي.
    Çünkü buradaki espri şu: bu insan zalim değil; bu insan o kadar sevgi dolu ve şeker ki onu giydirmeme ve resimlerini blogumda yayınlamama izin veriyor. TED لأن النكتة هنا هو أن هذا الشخص ليس متحكما: هو شخص جد ودود وعذب لدرجة أنه يدعني ألبسه أزياء غريبة وأضع صوره وهو يرتديها في مدونتي.
    Meşgul sincap yaşamında ne kadar tatlı da olsa, bir tavşanı öpmeye vakti olmadığına karar vermiş. Open Subtitles في حياة سنجابها المزدحمة أن تقبّل أيّ أرانب بالرّغم من أنّ هذا الأرنب أنيق وعذب جدًّا
    Alıkoyuldu, işkence gördü ve Tanrı bilir daha neler. Open Subtitles انه أحتجر وعذب والله يعلم ماذا ايضاً
    Joffrey de elbette bu yeni ilişkiden büyük keyif alıyor ve her zamanki gibi ikisine de işkence ediyor. Open Subtitles جوفري) بالطبع كان سعيداً) لهذه العلاقة الجديدة وعذب كلاهما كما يفعل دائماً
    Görünüşe göre biri adamım Renfield'ı kaçırıp, işkence etmiş. Open Subtitles يبدو وأن أحدا ما خطف وعذب رجلي، (رينفيلد).
    Kocan kendi iş ortaklarını bile alıkoyup onlara işkence yaptı! Open Subtitles حتى أن زوجكِ سجن وعذب شريك عمله!
    Luciano sekiz saat boyunca dövüldü ve işkence edildi. Open Subtitles وخلال الساعات الثماني المقبلة ضرب (لوسيانو) وعذب
    İnsan olarak, senin ve benim temiz ve saf suya ihtiyacımız var vücudumuzdaki değerli özsuyu tıka basa beslemek için. Open Subtitles يا آلهى وكطبيعة بشرية .... أنا وأنت نحتاج إلى ماء نقى وعذب
    İnsan olarak, senin ve benim temiz ve saf suya ihtiyacımız var vücudumuzdaki değerli özsuyu tıka basa beslemek için. Open Subtitles يا آلهى وكطبيعة بشرية .... أنا وأنت نحتاج إلى ماء نقى وعذب
    Esprili, şeker ve çok iyi bir fotoğrafçı. Open Subtitles إنه مرح وعذب .. ومن أبرع المصورين
    Kaliforniyo'daki her şey olgun, sulu ve şişmandır. Open Subtitles وكل شئ في (كاليفورنيا) ناظج وعذب وطري هناك
    Kurumuş çamur deryasının ortasında... tatlı su, derinlerden fışkırıyor. Open Subtitles محاطة بأميال من الطين الذي جففته الشمس ينبع ماء سلسبيل وعذب من جوف الأرض

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more