"وعرض" - Translation from Arabic to Turkish

    • teklif etti
        
    • önerdi
        
    • genişliği
        
    • şovu
        
    • ve şov
        
    • gösteri
        
    • genişlik
        
    • gösterisi
        
    • bir teklif
        
    • önerdiğinde
        
    • genişliğindedir
        
    Yerini alabileceğini söylerek Atlas'ın elmaları almasını teklif etti. TED وعرض عليه أن يقوم بحملها عنه إن جلب له التفاحات الذهبية.
    Müsrif herif. Tekine 100 sterlin teklif etti. Düşünebiliyor musunuz? Open Subtitles وعرض 100 جنيه للمقعد هل يمكنك تخيل ذلك ؟
    Halverson mağazasının önünde yürüyordum... ve sahibi yanıma geldi, ve bana modellik teklif etti. Open Subtitles كنت مارا بجوار مركز هالفرسون فأتى المالك صوبي مباشرة وعرض علي العمل كعارض أزياء
    Tanıştık. Birkaç ay önce işi bana önerdi. Kabul etmedim. Open Subtitles تقابلنا ، وعرض علي العمل قبل بضعة اشهر ، ورفضته
    Bunlar oldukça düzenli bir biçimde giden üstel eğrilerdir performans, kapasite, bant genişliği bilgilerini sağlar. TED وهناك منحنيات أسية منسابة بشكل ملحوظ التي تحكم الأداء السعري،السعة، وعرض النطاق الترددي.
    - Biri suç örgütlerine listeyi teklif etti. Open Subtitles شخص ما إتصل بزعماء الجريمه وعرض عليهم أن يشتروا القائمه
    Bir gece, barın tepesine çıktı ve bana içkilerin nasıl hazırlanacağını öğretmeyi teklif etti. Open Subtitles بليلة ما تسلق على طاولة الحانة وعرض عليّ تعليمي كيفية إعدادهم قام بهذا حتى أغلقنا الحانة
    Hayır, beni o aradı ve bilgi satmayı teklif etti. Open Subtitles لا ، هو إتصل بي وعرض أن يبيع لي معلومات
    Evet, o bir iş teklif etti. Şimdi de, bir başkası daha iyisini ediyor. Open Subtitles لقدعرضعليناعمل ، وعرض أحدهم الآن عملاً أفضل
    Michelle ve ben tatildeyken eski bir arkadaşıma rastladım ve bana bir iş teklif etti. Open Subtitles عندما كنتُ وميشيل في إجازتنا التقينا بصديق قديم لي وعرض عليّ عملاً
    Peşinde koştuğun meselede sana destek olmayı teklif etti. Ama sonra sen geri çevirdin. Open Subtitles أنت إلتقيتَ برئيس الوزراء وعرض عليكَ دعمه ، لكنكَ تراجعت بعد ذلك؟
    Birilerini araya sokup yardım istemem gerekti ama Wexler, David'e eski işini geri teklif etti. Open Subtitles تحدثت مع بعض الأشخاص، طلبت بعض الخدمات، وعرض ويكسلير الوظيفة مجدداً على دايفيد
    Sonra bir adam gelip dergisinin bir nüshasının tamamını benim çizmemi önerdi. Open Subtitles ثم أتاني ذلك الرجل وعرض علي أن أقوم بعمل عدد كامل لمجلته.
    Uzay etrafımızda gördüklerimizdir. Uzunluğu, genişliği ve yüksekliği vardır. Open Subtitles الآن, فالفضاء هو ما نراه حولنا, فله طول وعرض وإرتفاع.
    Az sonra, Nicki Brand'la Duygusal Kurtarma şovu devam edecek. Open Subtitles سوف نعود مع نيكي براند وعرض انقاذ المشاعر فقط خلال دقيقة
    Akşam yemeği ve şov. Open Subtitles عشاء وعرض
    Sadece bir düzine silah ve bir gösteri gördüm. Open Subtitles لقد رأيت دستة من الأسلحة في كفن وعرض مثير في الحقل.
    Uzunluk, genişlik ve yükseklik. Open Subtitles الطول وعرض وإرتفاع.
    Mücadele durumunda, maymunlar genel olarak üstünlüklerini öne sürerek takip, saldırı ve gelenekselleşmiş penis gösterisi yaparlar. Open Subtitles عندما يتم تحديهم, القردة بشكل عام يؤكدون هيمنتهم عن طريق الملاحقة و الهجوم وعرض للقضيب متكرر
    Tek bildiğim bu adamın gelip çok daha iyi bir teklif yapması. Open Subtitles كل ما عرفه ان هذا الشخص ظهر وعرض علي عرض افضل
    Sonunda biri çıkıp da beni kendime getirmeyi önerdiğinde karşı koyamadım. Open Subtitles لذلك، لما قَدِم إلي أحدهم وعرض علي أن يعيد تنشأتي من جديد، لم أرفض طلبه..
    2 km uzunluğunda, yarım km genişliğindedir. Open Subtitles بطول اثنين كيلو متر، وعرض نصف كيلو متر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more