Televizyonda, fare, kedinin ciğerlerini çıkardı ve onları, gayda gibi çaldı. | Open Subtitles | على التلفاز ، ذلك الفأر أخرج رئات القط وعزف بها كالمزمار |
Evet ve o güzellikten öylesine etkilendi ki lavanta piyanolarına oturup "Tiny Dancer"ı çaldı. | Open Subtitles | كان يتمايل بتأثير جمال الخزامى ثم جلس على بيانو الخزامى وعزف "الراقصة الصغيرة" |
Trenleri benim kadar seven yeni bir arkadaş edindim Amy'i dudağından öptüm ve biletçi benim için banço çaldı. | Open Subtitles | تعرفت على صديقًا جديدًا يُحبّ القطارات بقدر حبّي لها، قبّلت (إيمي) على شِفاهها. وعزف الكمسري على آلة "البانجو" خاصته لأجلي. |